Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında yaptığı konuşmada, "Toplumun temeli olan ailelerin de kilit taşı kadındır. Kadın mutluysa aile mutludur, kadın huzurluysa o ailede huzur vardır. Kadına yönelik şiddet ailenin huzuruna vurulmuş bir darbedir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" dolayısıyla düzenlenen programda konuştu.
Bugün burada şiddet sebebiyle hayat yolculukları kesintiye uğramış, zorluklarla karşılaşmış, çoğu zaman gözyaşını içine akıtmış, derdini içine atmak zorunda kalmış tüm kadınlarla güçlü dayanışmamızı göstermek amacıyla bir aradayız. Hayatlarını kaybeden tüm kardeşlerimize gani gani rahmet diliyorum. Yaşadığı travmalar sebebiyle kadınlık onurları incinmiş tüm kadınlarımıza geçmiş olsun diliyorum. Cumhurbaşkanı ve iki kız evladı babası olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadına, çocuğa yönelik şiddetle mücadelede en ön safta yer alacağım. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet insanlık suçudur, insanlığa ihanettir. Kadına el kaldıranın eli de vicdanı da kararmıştır. Akıl, vicdan, ahlak ve izan sahibi hiçbir erkeğin de anne, eş, kardeş, evlat olarak hayatı paylaştığı kadınlara karşı menfi bir tutum içinde olması düşünülemez. Önce insan diyen, devlet felsefesinin temeline insanı yerleştiren, özellikle de cenneti annelerin ayakları altına seren bir inancın mensupları olarak böylesi bir tavır zaten bize yakışmaz. Bu konuda siyasi hayatım boyunca büyük bir hassasiyet ve kararlılık içinde oldum. İnşallah bundan geri adım atmayacağız.
"ŞİDDETLE MÜCADELEDE AVRUPA ÜLKELERİNE GÖRE BİZ ÇOK İLERİDEYİZ"
Kadına ve çocuğa şiddet sorununu rakamlar ve istatistikler üstünden konuşmayı doğru bulmuyorum. Bunun sebebi Türkiye'nin bu meselede başkalarına kıyasla daha kötü bir durumda olması değildir. Tam tersine Avrupa ülkelerine göre biz çok çok ilerideyiz. Bize örnek gösterilen Avrupa ülkelerinin yapmadığı, yapamadığı önleyici ve koruyucu düzenlemeleri hayata geçirmiş bir ülkeyiz. Burada esas mesele candır. Yaradılmışların en şereflisi olan insandır. Tek bir hanım kardeşimiz bile şiddete uğruyor, şiddet kurbanı olsa bile bu durum küçük kıyametin koptuğunun habercisidir. Tek bir kayıp bile çoktur, hepimiz adına hüzün vericidir. Biz meseleseye tamamen insan merkezli bakıyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede elde ettiğimiz tüm başarılara rağmen şiddeti sıfırlayamamanın üzüntüsünü her müessif olayda hissediyoruz.
"GAZZELİ KADINLARA YÖNELİK BARBARLIK HAK ETTİĞİ TEPKİYİ GÖRMEDİ"
Gazze soykırımında şehit olan 70 bin Filistinlinin üçte ikisini çocuklar oluşturuyor. Bunlar vicdan sahipleri için ürkütücü rakamlar. İnsanlıktan nasibini almış bir kimse bu trajedilere kayıtsız kalamaz. Gazzeli kadınlara yönelik barbarlık hak ettiği tepkiyi görmedi. Failin ve mağdurun kimliği, verilecek tepkinin dozunu burada da belirledi. İsrail'in üzerinde ne yazık ki işlediği cinayetlerin vahametiyle orantılı bir baskı kurulmadı. Bunun vicdanlarda açtığı yarayı en iyi, şu an bu salonda bulunan Gazzeli kardeşlerimiz biliyor. Burada çok açık ve net söylüyorum. Tepkilerinin ölçüsünü mağdurlar ve faillerin kimliklerine göre ayarlayanlar, o suçu işleyenler kadar zulme ve adaletsizliğe ortak olmuşlardır. Kadına ve çocuğa şiddeti belli bir bölgeye, ülkeye mal etmek sorunun çözümüne değil kronikleşmesine sebep oluyor. Oysa kadınların can, mal ve onuruna yönelik her saldırı amasız, fakatsız karşı durulması gereken bir eylemdir. Kadına şiddet gibi ideolojik kavgalara meze yapılmasını bizler tasvip etmiyoruz. Biz Türkiye olarak dünyada da kalıpları bozmaya devam edeceğiz. Zalimin de mazlumun da kimliğine bakmadan hakkaniyeti savunmayı gür bir sesle haykıracağız.
"KADINA YÖNELİK ŞİDDET AİLENİN HUZURUNA VURULMUŞ BİR DARBEDİR"
Gazze'nin cefakar, fedakar ve her biri direniş abidesi olan cesur kadınlarını saygıyla selamlıyorum, şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Toplumun temeli olan ailelerin de kilit taşı kadındır. Kadın mutluysa aile mutludur, kadın huzurluysa o ailede huzur vardır. Kadına yönelik şiddet ailenin huzuruna vurulmuş bir darbedir. Müdahale edilmeyen her şiddet olayı toplumda mayalanıyor, zamanla büyüyor, maalesef başka insanlara da sirayet ediyor. Bizim kültürümüzde aile mahremiyeti olan bir yapıdır. Şiddet varsa burada aile mahremiyetinden söz edilemez. Şiddet tüm toplumu ilgilendiren bir meseledir. Müdahale edilmeyen her bir şiddet olayı büyüyor ve başka insanlara da sirayet ediyor. Aileye sahip çıkmak ise güvenli bir çatı inşa etmek demektir. Ağır saldırı altındaki ailenin zemin kaybetmesine mani olamayız.
"HAYATI PAYLAŞTIĞIMIZ EŞLERİMİZE DAHA FAZLA DESTEK OLMAMIZ GEREKİYOR"
Şehir hayatının sıkıntılarıyla birlikte ailenin omuzlarına binen yük de artmaktadır. Kadınların çalışma hayatında yer aldığı bir tabloda aynı davranış kalıplarının devam etmesi beklenilemez. Anneler kadar babalara da sorumluluklar düştüğüne inanıyorum. Dijital dünyadan doğan tehditler artarken sadece annelerin değil babaların da birincil görevidir. Hayatı paylaştığımız eşlerimize daha fazla destek olmamız gerekiyor. Evlat sahibi tüm babalarımızdan eşlerine daha fazla yardımcı olmalarını, özellikle çocuklarının eğitimi ve yetiştirilmesi noktasında daha fazla yük almalarını, ellerini taşın altına daha fazla koymalarını istirham ediyorum.
"5. ULUSAL EYLEM PLANI'NI BUGÜN YÜRÜRLÜĞE KOYDUK"
Türkiye'nin son 23 yılda şiddetle mücadele başta olmak üzere sıfır tolerans ilkesiyle etkin bir şekilde mücadele ediyoruz. Kadınları güçlendirmenin gayretinde olduk. 2002'de kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 27,9, ekim 2025'te 35,7'ye yükseldi, 2025'te kadın istihdam oranı 35,8'e çıktı. Bu başarıların altına imzalarını atan kadınlarımızı yürekten tebrik ediyorum. 2025'te Türk Ceza Kanunu'ndaki değişiklikle kritik bir eşiği aştık. Nüfusu 100 bini geçen belediyelere konuk evi açma zorunluluğu getirdik, cinsel suçlara yönelik cezaları artırdık. Kadına karşı işlenen suçların cezalarını artırarak caydırıcılığı yükselttik. Şiddet önleme ve izleme merkezlerimizin sayısını artırdık. Alo 183 hattıyla herhangi bir şiddetle karşılaşan kadınların yanlarında olmayı sürdürüyoruz. KADES kadınların hizmetinde. Tüm bunların kadınların eşsiz katkılar sağlayacağını düşünüyorum. 5. Ulusal Eylem Planı'nı bugün yürürlüğe koyduk. Eylem planı 2026-2030 dönemlerini kapsıyor. Kadınlar başta olmak üzere tüm milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Farkındalığı artırıcı toplum temelli müdahaleler yürüteceğiz. Etkin hukuki koruma ve adalete erişim konusunda ceza adaleti sistemini temin edeceğiz. Erken uyarı ve müdahale sistemlerini geliştireceğiz. Şiddet uygulayanlara yönelik davranışsal dönüşümün sağlanmasıdır. Kadına şiddet insanlığa ihanettir diyorum. /TRTHABER