Özgür Özel, sonunda baklayı ağzından çıkardı.
Cumhurbaşkanı adaylığını ilan etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a meydan okudu, "Ben bundan sonra siyasi mücadeleyi seninle sandıkta yapmaya varım. Önümüzdeki baharda diyorsan baharda, yok iki ay sonra karda kışta diyorsan karda kışta, sandığın gelmesine aday olursan seninle yarışmaya hazırım" dedi.
Bu cumhurbaşkanı adaylığını ilan etmek demektir. Zaten bir süredir Özgür Özel ekibi, İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olamayacağı tezini işlemeye başladı.
CHP kulislerine yansıyan bilgiye göre Özgür Özel'in bu çıkışı Ekrem İmamoğlu'nu rahatsız etmiş. Aralarında çekişme başlamış. İmamoğlu, "Milletin, önseçimle üyelerin, partililerin ve parti yöneticilerinin teveccühleri ile adaylaştım. Asla vazgeçmem" dedi.
GERİLİM YAŞANIR MI
Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu, haftalık olağan görüşmelerini perşembe günleri yapıyorlar. DEM'liler İmralı'ya, Özgür Özel Silivri'ye gidiyor. Bu hafta yapacakları görüşmenin temelini Özgür Özel'in bu çıkışının oluşturması bekleniyor. Aralarında bir gerilim yaşanır mı? Bilemiyorum. Ama İmamoğlu bu tür çıkışlardan rahatsız olur. Çünkü İmamoğlu'nun Silivri'deki en büyük gücü cumhurbaşkanı adaylığı. Dünya kamuoyuna cumhurbaşkanı adayı cezaevinde diye haberler yaptırıyorlar. Erdoğan rakibini yargılatıyor diye algı operasyonu yürütüyorlar. İmamoğlu bu kozunu kaybetmek ister mi? Bu gücünü kaybetmek demek Silivri'de yolsuzluktan, rüşvetten yargılanan belediye başkanı konumuna düşmek demektir. İmamoğlu bunun farkında.
Ama bir de siyasetin gerçekleri var. 'Mühür kimdeyse Süleyman' odur.
Özgür Özel'in ekibi bir süredir Ekrem İmamoğlu'nun neden cumhurbaşkanı adayı olamayacağı, olmasının mümkün olmadığı tezini işliyor. Üç gerekçeyi ileri sürüyorlar.
1- İmamoğlu, örgüt lideri olarak 2 bin 430 yıl hapis cezasıyla yargılanıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar bu davalar sonuçlanmayacak. Bu durumda cumhurbaşkanı adayı olması mümkün değil.
2- İmamoğlu'nun diploması iptal edildi. Adaylık müracaatı dahi yapamaz.
3- İmamoğlu hakkında istinafta bekleyen ahmak davası var. YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. İstinaf onadığı taktirde siyasi yasak gelecek.
Özgür Özel'in, İmamoğlu'ndan çok İmamoğluculuk yapmasına aldanmayın. Dillerinden İmamoğlu'nu düşürmemeleri sizi yanıltmasın. Özgür Özel ekibi, İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olamayacağını işliyor. Özgür Özel'in CHP'nin doğal cumhurbaşkanı adayı olduğunu savunuyorlar.
CHP'Yİ DÖNÜŞTÜRDÜ
Erdoğan'ın karşısına CHP Genel Başkanı aday olmalı tezini işliyorlar.
Bu arada gözlerden kaçan bir nokta var. Özgür Özel CHP'yi dönüştürüyor. CHP'ye damgasını vuruyor. İpleri eline geçiriyor. Şimdiye kadar CHP'de Ekrem İmamoğlu hâkimdi. İstediği an Özgür Özel'i devirebilecek güce sahipti. Ama köprülerin altından çok sular aktı. Özgür Özel başarılı bir performans ortaya koydu. CHP'yi dönüştürmeyi başardı. İstanbul İl örgütü dahi Özgür Özel'in yanında. Özgür Özel'in 28-30 Kasım tarihleri arasında yapılacak olan CHP kurultayına damgasını vurması bekleniyor. Bu kez Parti Meclisi, Özgür Özel ağırlıklı olacak.
BAHÇELİ'DEN ŞOK ÇIKIŞ: 'İMRALI'YA GİDERİM' DEDİ
Üst üste şok çıkışlar yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli buna bir yenisini ekledi. Bahçeli, "Alırım yanıma üç arkadaşımı, kendi imkânlarımızla İmralı'ya gitmekten gocunmam, çekinmem, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem" dedi.
Bahçeli, Terörsüz Türkiye sürecine tarihi katkı sağlıyor. Bunu yaparken buz kırıcı gibi hareket etmeyi tercih ediyor. Üst üste şok hamleler yapıyor.
Bir süredir Meclis Komisyonu'nun İmralı'ya gitmesi gerektiğini savunuyor. Ben de Bahçeli'nin bu tavrını destekliyorum. Bahçeli bu konuda birkaç kez çağrıda bulundu. Önce, "Gerekirse Milli Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu'nda görev yapan milletvekillerinden bir grup İmralı'ya giderek yüz yüze görüşme sağlanmalı, mesajlar ilk ağızdan alınmalı ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır" demişti. Daha sonra mesajını daha da netleştirdi. Meclis Komisyonu'nun İmralı'ya gitmesinin süreci güçlendireceğinin altını çizdi. "MHP böyle bir heyete katılmaya hazırdır" dedi.
ERDOĞAN'DAN YEŞİL IŞIK
Bahçeli'nin bu açıklamalarından sonra İmralı konusu önce AK Parti MYK'da ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eğilimi gidilmesinden yanaydı. İmralı heyetiyle yaptığı görüşmede bunun sinyalini vermişti. Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde de son tereddütler giderildi. İmralı'ya gidilmesine yeşil ışık yakıldı.
Bahçeli, yeni bir şok çıkışla son tereddütleri de giderdi. Gerekirse kendisinin İmralı'ya gideceğini ilan etti. Bu Türk milliyetçiliğinin siyasi temsilcisi olan MHP'nin genel başkanının bu ülkeye yapabileceği en büyük iyiliktir. Bahçeli bir kez daha "Önce devletim, sonra partim" ilkesiyle hareket etmiştir.
MECLİS GİDİYOR
Meclis, İmralı'ya gitmeli mi diye tartışıyoruz ama İmralı'ya giden heyette yer alan Pervin Buldan, Van Milletvekili ve Meclis Başkanvekili. Mithat Sancar Şanlıurfa Milletvekili. Daha önce giden rahmetli Sırrı Süreyya Önder yine Meclis Başkanvekili'ydi. Zaten Meclis, İmralı'ya gidiyor. İstenen komisyonu oluşturan partileri temsilen bir heyetin gitmesi.
KONJONKTÜR MÜSAİT
PKK terör örgütünün silah bırakması ve tasfiyesi için çalışıyoruz. PKK'nın kurucusu Öcalan bu yönde çağrı yapıyor. ABD bu konuda destek veriyor. Karşımızda PKK yok, ABD var. ABD de ilk kez bizim yanımızda yer alıyor. İç ve dış konjonktür buna hazır. Tarih kapıyı bir kez çalar. Tarih kapımızı çaldı. Şu anda tarihin şanslı tarafında duruyoruz. Öcalan'dan başka örgüte söz geçirecek bir güç varsa söyleyin. Öcalan'ın örgüt üzerindeki gücünden neden yararlanmayalım? Eğer bu fırsatı da değerlendiremezsek yazık olur. Geçmiş çözüm süreçlerinde bunu yaşadık. Terör çok daha kanlı bir şekilde geri döndü. Bu ülkeye yazık değil mi? Terörsüz Türkiye'nin tek alternatifi terörlü Türkiye demektir. Herkes bu konuda saflarını belirlemeli. Kim Terörsüz Türkiye'yi istiyor, kim terörlü Türkiye'yi arzu ediyor; bu konuda tavrını açık bir şekilde ortaya koymalı. / HÜRRİYET - ABDULKADİR SELVİ