İki gün önce Muratpaşa Güzeloba’da, hayvanları çok da seven bir çalışanımıza köpek saldırdı..
Şaşırdık..
Olayı şöyle anlattı:
“Akşamın karanlığında elimde bir poşetle eve gidiyordum.. Bir anda bir köpek üzerime atladı.. Kendimi geriye atınca bir ağaca çarptım ve çok sarsıldım.. Isırmadı, ama tırnakları kolumu çizdi.. 3 gündür kendimde değilim..”
…
Çok uzun yıllardır tanıdığım-tanımadığım onlarca köpek ve kedinin arasına giriyorum, çıkıyorum..
Bugüne kadar bir kere bile saldırıya uğramadım..
Ve iddia ediyorum; bir köpeği korkutmazsanız, taş atmaz ve üstüne yürümezseniz, daha da önemlisi aç-susuz bırakmazsanız hiçbir sokak hayvanı saldırmaz..
Ama şu pandemiden itibaren, Türkiye’nin hemen her yerinden “köpeklerin insanlara saldırdığı” yönünde haberler alıyoruz..
Bu saldırıların en çok olduğu yerlerden biri de Antalya’nın Muratpaşa ilçesi..
…
Yakın bir arkadaşım; “benim de kardeşime ve bir başka yakınıma köpek saldırdı.. Bu saldırı olayından sonra arkadaşlarımdan köpek saldırıları ile ilgili şikayetler duymaya başladım.. İlginçtir, bu saldırılar en çok da Muratpaşa’da oluyor” dedi..
Bunun üzerine, bazı veteriner tanıdıklarıma durumu anlattım ve “niye en çok Muratpaşa” diye sordum..
Karşıma şunlar çıktı;
1- Özellikle İbradı, Elmalı ve Korkuteli gibi ilçe belediyeleri hemen her gece 20’şer 30’ar tane köpek getirip Muratpaşa, özellikle de Lara taraflarına bırakıp gidiyorlar..
2- Bu köpekler yöreye yabancı, kimin dost kimin düşman olduğunu bilmiyor, daha da önemlisi yiyecek mama içecek su bulamıyor, çoğunlukla açlar, hatta hastalar..
3- Bunları sevmek için bile elinizi uzattığınızda veya üzerine doğru yüründüğünde, bazıları bunu kendileri için tehlike olarak algılıyor ve saldırabiliyor..
4- Belediyelerin bünyesinde bulunan mevcut barınaklar çok yetersiz ve sistematik yapıya sahip değiller.. Ayrıca –maalesef- barınak veya rehabilitasyon merkezi konusunda gerekli çalışmayı da çok ihmal ediyorlar.. Tedavi ve kısırlaştırma işlemlerini gerektiği gibi yapmıyorlar.. Bu nedenle de üreme kontrol altına alınamıyor..
5- Şu anda kış aylarında olduğumuz için bu hayvanlar gıda temininde zorluk çekiyor.. Açlık da saldırganlığı tetikliyor.. Hızla önlem alınmadığında bu saldırılar da artarak devam edebilir..
…
Karşıma çıkan bu konulardan sonra, çalışanımıza saldıran köpeğin hedefinin insan değil, elindeki poşet olduğu apaçık ortaya çıkıyor..
Diğer saldırıların da (vahşi yetiştirilen ırkları ayrı tutuyorum) genel de bu nedenle olduğunu sanıyorum..
Ama, Muratpaşa rehabilitasyon merkezini yakınen tanıdığım için, “niye en çok Muratpaşa’da” konusunda aklıma şu da geliyor..
– Hayvanlara periyodik kontrol ve kısırlaştırma yapmıyorlar..
– Şikayet üzerine aldıkları kedi ve köpekleri de, kısırlaştırma ya da tedavi yaraları iyileşmeden sokağa salıyorlar..
Haliyle, bu tür acı çeken hayvanlar da SALDIRGAN olabiliyor..
Bence Başkan Ümit Uysal, sokak hayvanları konusunda Rehabilitasyon Merkezi çalışanlarını daha dikkatli izlemeli, gereğini yaptırmalı..
Ve ilçenin bütün sokaklarında hayvanların yiyecek ve su ihtiyacını karşılayacak bir sistem kurmalı..
…
Şimdi buradan Antalya Veterinerler Odası’nın yaptığı bir çalışmayı da aktarmak istiyorum..
Sokak hayvanlarını “yerinde-yerel müdahale, kısırlaştırma ve aşılama” ile bulundukları ilçe ve köylerde tutacak bir proje başlattılar..
Böylece, belediyelerin topluca hayvanları oraya-buraya sürüklemelerinin de önüne geçilmiş olacak..
Konu şu anda belediyelerle yazışma aşamasında..
Umarım belediye başkanları da Oda kadar hassas olur, bu hayvanların çektiği eziyet de, insanların saldırı korkusu da en kısa sürede biter..
…
Diyeceğim o ki..
Evet, son zamanlarda köpek saldırılarının arttığı haberlerini çokça duyuyoruz..
Sebeplerini anlattım..
Aç ve susuz ve hasta her canlı SALDIRGAN olur, bu gerçeği kimse inkar etmesin..
Yapılacak tek şey var; belediye başkanlarına “sokak hayvanları konusunda yeterli ve sistemli hizmet verecek bir yapı oluşturması” için vatandaşların baskı yapmaları..
Yapılmazsa..
Daha çok saldırı olayı duyacağımızdan kuşkunuz olmasın..
Suçlusu da “BELEDİYE BAŞKANLARI” olur, bilesiniz..
News
