Bu “Ali-Cengiz oyunu”nu size anlatmak zorundayım..
Anlarsınız-anlamazsınız, orası sizin bileceğiniz iş..
…
Seçimlere daha 1.5 yıl var ve sanki 1 ay sonra seçim varmış gibi bir hava estiriliyor..
Amaç, iktidarı seçim havasına sokup Türkiye’ye yapılacak hizmetleri yavaşlatmak, mümkünse durdurmak..
Bu arada partilerden kopmalar oluyor..
Ve küçük küçük partilerle üçüncü hatta başka ittifaklar yaratılmaya çalışılıyor..
Güçlü siyasetçiler ön plana sürülerek ortada bir “adaylık savaşı varmış gibi” gösterilmeye çalışılıyor..
Yetmiyor, kim hangi partiden koptuysa, “vatandaşı kandırmak için” koptuğu partiye veryansın ediyor..
Aslında koptuğu falan yok, hepsi bir proje..
Örneğin; Muharrem İnce..
Örneğin; Öztürk Yılmaz..
CHP’den koptular, CHP’yi ve CHP yöneticilerini yerden yere vuruyor..
“Madem ki CHP bu kadar kötü yönetilen ve halktan uzak ve terör bağlantısı olanlarla işbirliği yapan bir parti, öyleyse seçimde Cumhur İttifakı’ndan yana tavır alacaksınız değil mi” diye soruyorsunuz..
“Hayır” diyorlar..
Madem karşısında olmayacaktınız, öyleyse niye ayrıldınız?
Hesap başka, bambaşka..
…
Şunu iyice anlayın; Cumhur İttifakı’ndan yana olmayan bir oluşum, Millet İttifakı’ndan yanadır..
“Değilim” diyemez..
Diyelim ki; bu partilerin adaylarının da katıldığı seçimler yapıldı ve Cumhurbaşkanı ilk turda seçilemedi..
Ve geriye Cumhur İttifakı adayı ile Millet İttifakı adayı kaldı..
İnce ve Öztürk’ün partisi, Cumhur İttifakı adayını desteklemeyeceğine göre, oyları kime gider?
…
Küçük küçük partiler iktidardan binde 5, yüzde 1 gibi oylar çalsa, (ki Davutoğlu ile Babacan’ın partileri ile diğerleri en çok yüzde 3-4 arasında) bu PROJENİN SAHİPLERİ amaçlarına ulaşmış olacak..
Hedefleri, Cumhur İttifakı oylarından sadece yüzde 2 indirebilmek..
Sonra?
O kopan-kopartılan mini mini partiler ile “üçüncü ittifakı kuralım” diye milletin gözünü boyayanlar Millet İttifakı içinde yer alacak ve iktidarı alaşağı edecek..
Zaten en başından beri planlanan PROJE işte bu..
Aradaki konuşmalar, suçlamalar, yerden yere vurmalar hep kandırmaca, oyalamaca..
“Terör bağlantısı olan bir partiyle aynı yerde olamam” demeleri de tam bir takiye..
Özetle, tam bir “Ali-Cengiz oyunu”nun ortasındasınız yani..
…
Bir örnek daha; Ali Babacan..
Bu ülke halkına “bana güvenin, beni sevin” diyor..
İyi de bu Babacan;
– Türkiye’nin ekonomisini ona teslim edecek kadar güvenen..
– Bir babanın evladına duyduğu sevgiyle onu bağrına basan..
Yani, “HİÇKİMSE” iken “adam” yerine koyan-koyduran ve ona güvenen kişiye İHANET EDEN biri değil mi?
Şimdi çıkmış, Türk milletine “bana güvenin” diyor..
Söyler misiniz; bu Babacan’ın MİLLETE VE ÜLKEYE DE İHANET ETMEYECEĞİ konusunda ona nasıl güvenelim?
Onun ittifak ettiği kişilere nasıl güvenelim?
…
Dediğim gibi, oyun büyük..
Bu oyunu, “siyasi bir iktidar çekişmesi” sanmayın..
Bu oyun, “ikinci bir kurtuluş savaşı veren” ülkemizi –1946’dan 2012 yılına kadar- sömürenlerin, aynı sistemi sürdürmek için kurdukları ortaklığın “ortak bir faaliyeti” olduğunu anlayın artık..
Ben anlattım..
Anlarsınız ya da anlamazsınız, artık sizin bileceğiniz iş..
News
