Havaların soğumasıyla birlikte pek çok kişi bağışıklığını desteklemek, rahatlamak ve keyif için bitki ve meyve çaylarına yönelirken uzmanlar uyarıyor: Güvenilir kaynaklardan, doğru çeşitlerin alınması önemli.
Özellikle ıhlamur, adaçayı, kuşburnu ve ekinezya gibi bitkiler, geleneksel olarak kış ritüellerinin vazgeçilmez bir parçası haline geliyor.
Açıkta veya kontrolsüz koşullarda satılan bitkilerin sağlık açısından risk oluşturabileceğine dikkat çeken Gıda Mühendisi Ebru Akdağ, bitki çaylarının güvenilir kaynaklardan temin edilmesi gerektiğini belirtiyor.
Akdağ ayrıca, birbiriyle etkileşimi sağlık riski yaratmayacak karışımlar için eczacıların yönlendirmesiyle piyasaya sürülen markalı paketli çayların tercih edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Bitki ve meyve çayı tüketiminde en önemli konunun gıda güvenliğidir. Bir bitkinin doğal olması, onun güvenli veya sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Üretimden paketlemeye kadar geçen süreç; izlenebilir, kontrollü ve standartlara uygun değilse tüketici için risk doğurabilir.
Özellikle açıkta ya da ambalajsız satılan ürünlerde ne kadar süredir bekletildiği, hangi koşullarda saklandığı, içine farklı türlerin karışıp karışmadığı ya da pestisit, ağır metal veya toksin içerip içermediği bilinmez. Bu belirsizlik de tüketim sırasında sağlık açısından ciddi sorunlara yol açar.
Bu nedenle tüketicilerin, üretim koşulları şeffaf, analiz süreçleri tamamlanmış ve hijyen standartlarına uygun olarak hazırlanan güvenilir ve bilinen markaların poşet çaylarını tercih etmesi büyük önem taşıyor.

BİTKİ ÇAYINDA ASIL MESELE DOĞALLIK DEĞİL, DOZ VE ETKİLEŞİMDİR
Bitki çaylarının 'doğal' olduğu için sınırsız tüketilebileceğine yönelik yaygın kanı doğru değildir. Paracelsus’un temel ilkesini hatırlayalım: Her şey zehirdir; zehir olmayan şey yoktur. Zehir ile ilacı ayıran yalnızca dozdur.
Su bile aşırı tüketildiğinde zarar verebiliyor. Bitki çaylarında bu hassasiyet çok daha kritiktir. Bitkiler, ilaçların etken maddelerinin birçoğunun kaynağıdır; dolayısıyla bitki çayları da farmakolojik etki barındırır. Bu nedenle önerilen tüketim miktarı günde 3–5 kupa ile sınırlıdır.
KARIŞIM HAZIRLAMAK RİSKLİ: ETKİLEŞİMLER CİDDİ SONUÇLAR DOĞURABİLİR
Bitki çaylarında yalnızca miktar değil, hangi bitkinin hangi bitkiyle birleştirildiği de büyük önem taşıyor. Kendi kendine karışım hazırlamak veya içeriği belirsiz, açıkta satılan ürünleri tüketmek ciddi risk oluşturuyor. Bitkiler birbirleriyle ya da kullanılan ilaçlarla etkileşime girebilir.
Özellikle kalp, tansiyon, diyabet, tiroit gibi kronik hastalığı olan kişilerde bu etkileşimler ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle güvenilir markaların, eczacılar ve uzmanlar tarafından formüle edilen ürünlerinin tercih edilmesi gerekiyor. Rastgele hazırlanmış karışımlardan uzak durmak hem güvenlik hem sağlık açısından hayati önemdedir.
Özellikle kış aylarında bilinmeyen içeriklere sahip karışımların tüketiminden kaçınılması gerekiyor. Bir bitki tek başına faydalı olabilir ancak yanlış kombinasyon, yanlış doz veya kişinin sağlık durumuyla uyumsuzluk risk yaratır. /HÜRRİYET.COM.TR