Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD) Başkanı Dr. Ali Fuat Canbolat, cankurtaran, su sporları çalışanlarının, para karşılığı caretta yavrularını turistlere göstermek için yuvaları açtığını, bu durumun hem yuvalara hem yavrulara zarar verdiğini söyledi.
Mayıs ayından itibaren Akdeniz sahillerinde yuva yapmaya başlayan carettaların yavru çıkışı, temmuz ayında başladı. Yuvalarından çıkan yavru carettaların yaşadığı ışık sorununa bu yıl yeni bir sorun eklendi. Antalya'da EKAD ekiplerinin Muratpaşa ilçesine bağlı Lara kumsalından başlayıp, Aksu ilçesi Kemerağzı-Kundu kumsalları, Serik ilçesi Kadriye-Belek-Boğazkent kumsalları ile Manavgat ilçesi Denizkent ve Kızılot olmak üzere toplamda 65 kilometrelik sahada çalışma yaptığı nesli tehlike altındaki caretta caretta türü deniz kaplumbağalarının, turistlere pazarlandığı ortaya çıktı.
'HER YUVAYI KONTROL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL'
EKAD Başkanı Dr. Ali Fuat Canbolat, bu yıl enteresan şeyler olmaya başladığını belirterek, "Merak maalesef bazen yuvalara, yavrulara, yumurtalara zarar verebiliyor. Ya da ticari, kişisel ticari kaygılar diyelim. Turizm tesislerindeki bazı kişiler, bunlar ağırlıklı olarak maalesef en azından sınıflandırarak vermek zorundayım. Cankurtaranlar ve su sporları işi yapanlar, nadir olsa da güvenlik görevlileri. Bir de tesiste konaklayan misafirlerin kendileri yuvaları açıyor. Bu kadar uzun alanda her yuvayı kontrol etmeniz mümkün değil. Yuvaları açıyorlar, merak ediyorlar. Bazen gelişimini tamamlamamış yavrular oluyor. Dolayısıyla bir şekilde zarar verilmiş oluyor. Bunları biz ilgili bakanlıklarımıza ileteceğiz. Özellikle önümüzdeki yıl için bu konuda daha ciddi uyarı yapılması gerekiyor. Çünkü sayısal olarak artmaya başladı bu durum" dedi.
'YUVALARA VE YUMURTALARA ZARAR VERİYOR'
Bazı kişilerin, belirli miktar para karşılığı yavru kaplumbağaları turistlere göstermek için yuvaları açtığını dile getiren Dr. Canbolat, "Oradaki bir misafirin gönlünü kazanmak, onu mutlu etmek için şov yapılıyor aslında. Ben gidip cankurtaranlık yapıyor muyum; hayır. Çünkü işim değil bu benim. Maalesef çok şey bildiklerini zannediyor bazı insanlar. Bir de şöyle çıkıyor karşıma, 'niye yaptınız' dediğiniz zaman, 'ben onlara yardım ettim' diyor. Arkadaş senin işin değil. Yardım mı ediyorsun, zarar mı veriyorsun? Bunu sen bilemiyorsun. Belki iyi niyetli olabilirsin ama bir zarar veriyorsan burada durmak lazım. Bir şekilde bu yuvalara, yumurtalara zarar veriyor" diye konuştu.
DENİZKENT SAHİLİ ÇÖPLÜK GİBİ
Manavgat'a bağlı Denizkent sahil kesiminin plastik atıklarla kirletilmiş olmasının da hem yetişkin hem de yuvadan çıkan yavru carettaları olumsuz etkilediğine değinen Dr. Canbolat, "Sahile gelip oturuyor insanlar. O bölge Manavgat Belediyesi'ne bağlı. Biraz da belediyenin batı tarafındaki en sınır kumsal alanı. Orada herhangi bir tesis yok. Aslında gördüğünüz kirliliktir. Bir bölümü tabii ki günübirlik, geri planda kalan yerel insanlar, köyden gelen veya kasabadan gelen insanlar kullanıyor. Orada ufak tefek çöp bırakıyorlar. Ama esas o bölgedeki temel kirliliğin kaynağı, nehirle gelen kirlilik. Biraz Manavgat'a uzak olduğu için çok ciddi temizlik çalışması yapılmıyor. Biz zaman zaman temizliyoruz ama bizim çabamız yetmez, daha ciddi şekilde eğilmek lazım" dedi.
'BAŞIBOŞ KÖPEKLER YUVALARI KAZIYOR'
Dr. Ali Fuat Canbolat, Denizkent sahili bölgesine bırakılan çok sayıda köpeğin yuvaları kazıp, içindeki yumurtaları yediğini ve zarar verdiğini de belirterek, "Başıboş köpekler ciddi bir sıkıntı. Maalesef insanlar belli bir dönem besliyor, sonra özellikle bakir alan diye oralara bırakıyorlar. Aksu tarafına bırakıyorlar. Onlar da tabii aç kalınca bir çeteleşme oluyor. Aç hayvan gidipi beslenmek zorunda kalıyor. Ya ergin bireylere saldırıyorlar ya gidip yuvaları talan ediyorlar. Açıyorlar, yumurtaları yiyorlar. Ben hiçbir köpeği suçlamıyorum burada. Hiçbir kabahati yok. Kabahat yine maalesef bizlerde. Çünkü o hayvanın da bir canı var. Onun da beslenmeye ihtiyacı var. Bıraktığın zaman mecburen kaplumbağaların yumurtalarına, yavrularına zarar veriyorlar" diye konuştu. /MİLLİYET.COM.TR