ANTALYA’DAKİ ‘TOHUMCULUK SEKTÖRÜ’ DÜNYA DEVLERİYLE YARIŞIYOR

Türkiye’de 1995 yılında kurulmaya başlanan tohum firmaları, kuruluş tarihleri 1800’lü yıllara dayanan Dünya firmaları ile aradaki farkı kapatmayı başardı. Ziraat Yüksek Mühendisi Serkan Kasapoğlu, yaprağı yenen bitkiler dışında diğer tohumlarda iç piyasaya yettiklerini, ihracatta da yabancı rakiplerine yetiştiklerini söyledi.

Son yıllarda hızla büyüyen Türk tohum sektörü, Avrupa ve Dünya devi rakipleriyle yarışıyor. Tohum ıslahı konusunda yaptığı çalışmalar ve aldığı ödüllerle bilinen Ziraat Yüksek Mühendisi Serkan Kasapoğlu, çoğunluğu Antalya’da faaliyet gösteren Türk tohum firmalarının çalışmalarını ve başarılarını anlattı.

ÇOK YOL ALDIK, DAHA DA BÜYÜYECEK POTANSİYELİMİZ VAR

Türkiye’nin tohum konusunda ciddi yol aldığını belirten Kasapoğlu, “Başta yöneticisi olduğum Anamas Tohum olmak üzere çok sayıda Türk firması ile son yıllarda tohum ihracatı yapmaya başladık. Bugün Ortadoğu ülkeleri, Ürdün, Lübnan, Mısır, Suudi Arabistan, Fas, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, İspanya, Yunanistan, Güney Kore ve Uzakdoğu ülkelerine ihracat gerçekleştiriyoruz. Ancak bu yeterli değil. Daha güçlü bir pozisyon için el birliğiyle çalışıyoruz” diye konuştu.

BİZ 30 YILLIK, RAKİPLERİMİZ 200 YILLIK FİRMALAR

Türk tohumcuları olarak ihracattaki yabancı rakipleri ile rekabet ettiklerini belirten Ziraat Yüksek Mühendisi Serkan Kasapoğlu, “Biz Türkiye’de genç bir sektörüz. En eski firmalarımız 1995-1997 yıllarında kuruldu. Ancak rakip uluslararası firmalar 1800’lü, 1900’lü yıllardan beri faaliyette. Bu firmalar, kendi ülkelerinin hükümetleri tarafından destekleniyor. Hollanda merkezli firmalar, Şili, Hindistan, Endonezya, Malezya ve Avrupa’nın birçok noktasında araştırma enstitüleri kurmuş durumda. Hollanda’nın yüzölçümü Konya ile eşdeğer olsa da, dünya çapında araştırma istasyonları sayesinde teknolojiye ve üretim gücüne ulaşabiliyorlar. Aynı şekilde Hollanda’da bir personelin saatlik maliyeti 100 dolarken, Hindistan’da bu maliyet 3 dolar. Bu da onların avantajını artırıyor” şeklinde konuştu.

KALİTE VE ADAPTASYON AVANTAJI

Asırlık yabancı rakipleri ile rekabette yaşadıkları süreci değerlendiren Kasapoğlu, şunları söyledi: “Islah ettiğimiz ürünlerin kalitesini ve adaptasyon kabiliyetini ön plana çıkararak, bu avantajları kullanıyoruz. Böylece uluslararası firmalarla rekabet edebilir pozisyona geliyoruz. Elbette 200 yıllık bir firma ile 30 yıllık bir firmanın rekabeti kolay değil. Ancak hibrit ürünlerimizin kalitesi, pazardaki değeri ve adaptasyon başarısı sayesinde bu farkı kapatabiliyoruz”.

YAPRAĞI YENEN BİTKİLERDE EKSİKLERİMİZ VAR

Son yıllarda alınan mesafeye rağmen ıslah konusunda eksikliklerinin olduğunu belirten Kasapoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Tohum, çok stratejik bir sektör. Hatta İsrail devlet başkanı Netanyahu, ‘Yediğiniz cherry domatesi biz üretiyoruz, yediğiniz yoğurdu bizden alıyorsunuz’ diyerek bu duruma dikkat çekti. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun bu açıklaması, tohumun savunma sanayi kadar önemli olduğunu gösteriyor. Pandemi sürecinde gördük ki, Türkiye kapılarını kapatsa bile domates, hıyar, biber, patlıcan, kavun, karpuz ve fasulye gibi türlerde kendine yetebilir. Ancak yaprağı yenen sebzelerde hâlâ eksiklerimiz var. Bu alanda da ıslah çalışmalarıyla açığımızı kapatabileceğimizi düşünüyorum”. /ANTALYAGÜNDEM