‘Depremler ikaz niteliğinde’
ATSO 41. gurup Emlak Komisyon Başkanı Halil Ersoy, yaşanılan depremlerin nitelikli kentsel dönüşüm için ikaz niteliği taşıdığını ifade etti.
Ersoy, resmi verilere göre ülkemizdeki yaklaşık 14 milyon konutun afet riski taşıdığını ve 7,5 milyon binanın ise acilen yenilenmesi gerektiğini vurguladı.
Halil Ersoy, ülkemizin yüzölçümünün yüzde 92'sinin deprem kuşağında bulunduğunu ve nüfusun yüzde 95'inin deprem tehdidi altında yaşadığını hatırlattı. Resmi verilere göre, Türkiye’de 1903 yılından bu yana geçen 114 yılda büyüklüğü 6 ve üzerinde gerçekleşen 56 depremde, 81 bin 637 kişinin yaşamını yitirdiğini söyleyen Halil Ersoy, yaşanılan depremlerin kentsel dönüşüm için ikaz niteliği taşıdığını vurguladı.
Ersoy, henüz geçmiş acıların yaralarını saramamışken adım adım yaklaşan Marmara depremi başta olmak üzere olası tüm depremlerin çözümünün nitelikli kentsel dönüşüm olduğunun altını çizdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 20 milyon konut bulunduğunu ifade eden Ersoy, 2000 yılı sonrasında inşa edilen konutlar hariç tutulduğunda geriye kalan 14 milyon civarındaki konutun afet riski taşıdığına dikkat çekti.
Halil Ersoy, malzeme kalitesi yeterli ölçüde olmayan ve mühendislik hizmeti almamış kaçak yapılar dahil olmak üzere deprem dayanıklılığı düşük yaklaşık 7,5 milyon konutun ise acilen yenilenmesi ya da güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Ersoy, bu noktada kentsel dönüşüm sürecinde Deprem Yönetmeliği’ne uygun güvenli binaların inşa edilmesinin kritik önem taşıdığını belirtti.
Beklenen büyük deprem nedeniyle özellikle İstanbul’da kentsel dönüşümün çok daha hızlı ve planlı bir şekilde işleyebilmesi için acil eylem planı uygulanmasının şart olduğunu söyleyen Halil Ersoy, “2012 yılında başlatılan kentsel dönüşümde Türkiye’de yenilenmesi hedeflenen 7,5 milyon binaya karşın, bugüne kadar kentsel dönüşüm sürecine girebilmiş bina sayısı çok sınırlı kaldı. Ülke genelindeki eski binaların acil olarak yenilenmesi gerekiyor. İnşaat sektörünün önünün açılması ve sürecin kolaylaşması kaybedilen zamanın bir nebze de olsa telafisini sağlayabilir” şeklinde konuştu.
Binaların deprem anında kaçılacak değil, aksine içine güvenle sığınılacak güvenli liman olması gerektiğini belirten ATSO 41. gurup Emlak Komisyon Başkanı Halil Ersoy sözlerine şöyle devam etti; “Kentsel dönüşüm, deprem gerçeği ile yaşayan Türkiye için adeta milli bir dava olmalı ve ayrı yönetilmeli. Yönetmelikler bu çerçevede yeniden düzenlenmeli. Tüketicilerin de kentsel dönüşüm sürecinde binalarını yeniletirken ya da konut seçerken hem statik hem de estetik değerleri sorgulamaları gerekiyor. Zemin etüdünden projelendirmeye, malzeme kalitesinden yapım faaliyetine kadar bina üretim sürecinin her aşamasında alınacak mühendislik hizmeti yapıların güvenli ve sürdürülebilir olmasının en önemli teminatı. Bu nedenle mühendislik ve mimarlık hizmetlerine gereken önemi veren inşaat firmalarını tercih etmek çok önemli. Ayrıca kentsel dönüşümü rantsal dönüşüm fırsatı olarak düşünmemek gerekiyor.’’