‘PSİKOLOJİYE GÖRE SÜREKLİ SÖZ KESMEK NE ANLAMA GELİYOR’ AÇIKLANDI

Psikoloji uzmanlarına göre sık sık söz kesmek, yalnızca kaba bir iletişim hatası değil; kişinin kültürel geçmişi, bilişsel süreçleri veya ilişki dinamiklerindeki güç dengesini yansıtan karmaşık bir davranış. Peki bu eylem ne anlama geliyor ve ilişkileri nasıl etkiliyor?

Günlük hayatta karşılaştığımız söz kesmelerin büyük kısmı kasıtlı değildir. Bazı insanlar hızlı konuşulan ve kesişen diyalogların normal olduğu ailelerde büyür. Bu kişiler için başkasının sözünü bölmek, müdahale değil, sohbetin akışına katılmak anlamına gelir. Bazıları konuşma sırasında düşüncesini kaybetmemek için acele eder. Bir grupta dikkati ve enerjisi yüksek olanlar da “çok şey söylemek” baskısıyla doğal olarak bölebilir.

Klinik tarafta ise dikkat eksikliği ve dürtüsellikle ilişkili bozukluklar, kişilerin sırasını sabırla beklemekte zorlanmasına neden olabilir. Bu durum niyetle değil, bilişsel süreçlerle ilgilidir. Bazı kişiler ise farkında bile olmadan sohbetin kontrolünü ellerinde tutmak ister; söz kesmek onlar için konuşmayı yönlendirmenin otomatik bir yoludur.

SÖZ KESMENİN İLİŞKİLERDE YARATTIĞI MESAJ

Birinin sizi bölmesi çoğu zaman sözel olmayan bir üstünlük sinyali taşır. Mesaj açıktır: “Benim söyleyeceğim daha önemli.” Bu durum zamanla ilişki dengesini bozar; bir taraf kendini geri çekmeye, diğer taraf daha fazla alan kaplamaya başlar.

Psikologlara göre söz kesmenin yaygın psikolojik etkileri şunlardır:

Sözü kesilen kişide değersizlik ve görünmezlik hissi oluşturur.

Uzun vadede iletişimi güç ilişkisine dönüştürür.

Gergin ilişkilerde manipülasyon veya baskınlık aracı haline gelebilir.

Kişinin kendini ifade etme isteğini azaltır.

Sürekli söz kesilen biri, zamanla ya içine kapanır ya da daha agresif bir iletişim stiline kayarak savunmaya geçer.

BU DAVRANIŞLA NASIL BAŞA ÇIKILIR?

Sözünüz sık sık kesiliyorsa, iletişim uzmanları şu yöntemlerin hem çatışmayı büyütmeden hem de saygılı bir sınır çizerek işe yaradığını belirtiyor:

Konuşmanın çerçevesini baştan belirleyin: “Konuyu iki dakika içinde tamamlayacağım, ardından sorulara geçelim.”

Söz kesildiği anda sakin, kısa ve nötr bir cümle kurun: “Bitirmeme izin verirseniz açıklamayı tamamlayayım.”

Konuşmayı yeniden yönlendiren toparlayıcı ifadeler kullanın: “Söylediğim noktaya geri dönersem…”

Gerektiğinde kısa bir duraksama bırakın; çoğu zaman karşı taraf bunu doğal bir sınır olarak algılar.

Bu yaklaşım hem akışı korur hem de karşı tarafa saygılı bir hatırlatma niteliği taşır.

EĞER SÖZ KESEN KİŞİ SİZSENİZ

Söz kesmek yalnızca bir iletişim kusuru değil, çoğu zaman farkında olunmayan bir alışkanlıktır. Uzmanlar, davranışı yönetmek için iki küçük tekniğin çok etkili olduğunu söylüyor:

Aklınıza gelen fikri unutma korkusunu azaltmak için tek kelimelik bir not alın.

Müdahale etmeden önce zihninizden üç nefes sayın; bu mikro gecikme konuşma ritmini tamamen değiştirir.

Toplantı veya grup konuşmalarında ise şu yöntem işe yarar:

Bir noktaya değinmek istiyorsanız bunu açıkça belirtin: “Bir ekleme yapacağım ama karşı taraf bitirdikten sonra.”

Düşüncenizi kaybetmemek için hızlı bir özetle kapanış yapın.

Bu teknikler hem sizin dışa vurma ihtiyacınızı karşılar hem de diğerlerinin söz hakkını korur.

SÖZ KESMEK BİR DAVRANIŞTAN FAZLASIDIR

Söz kesmek çoğu zaman kötü niyetle yapılmaz; ancak yarattığı etki güçlüdür. Bu davranış, kişinin iletişim tarzını, sabrını, odaklanma becerisini ve ilişkideki güç algısını ele verir. Karşılıklı farkındalık hem söz kesen hem de söz kesilen kişi için iletişimi daha sağlıklı bir çizgiye taşır. /GLOBALTELEHABER