CÜNEYT BOL


ANTALYA'DA TİCARİ YAŞAM CAN ÇEKİŞİYOR, ODALAR YİNE SESSİZ...

Türkiye'de özel sektör meslek mensuplarını çatısı altında toplayan binlerce oda var. Ülkemizde sadece 2994 tane esnaf odası bulunuyor.


Bu yazımızda günümüzde üyelerine yeterli hizmeti verip vermedikleri ve üyeleri sayesinde elde ettikleri güçlerini üyelerine desteklemekte yeterince kullanmadıkları, ticari hayatta yaşanan sıkıntıları iktidara duyurmadıkları tartışılan 'Meslek Odaları'na bakacağız...Elbette aynı tartışmalar bazı sendikalar ve dernekler hakkında da yapılıyor, orası ayrı bir alem.

                         **

Türkiye'de özel sektör meslek mensuplarını çatısı altında toplayan binlerce oda var. Ülkemizde sadece 2994 tane esnaf odası bulunuyor.           

Bu Odaların üst kuruluşu olan TOBB'un halen, yerel düzeyde, ticaret, sanayi, ticaret ve sanayi, deniz ticaret odaları ve borsalar şeklinde oluşmuş 366 üyesi bulunuyor. Tüm ülke çapında yayılmış olan oda ve borsalara, çeşitli büyüklüklerde ve bütün sektörlerden 2 milyon firma kayıtlı.

                      **

TOBB çatısı altındaki odaların Antalya dahil hemen her kentimizde şubeleri var.Bu meslek kuruluşları gelirlerini şu kaynaklardan sağlıyorlar;

Kayıt ücreti, yıllık aidat, munzam aidat, yapılan hizmetler karşılığı alınan ücretler, belge bedelleri, yayın gelirleri, bağış ve yardımlar, para cezaları, iştirakler kârı, gemilerden alınacak ücretler, misil zamları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları, şirket

kârları ve döviz gelirleri, tarife tasdik ücreti, sair gelirler...

Son madde olan sair gelirlerden de anlaşılacağı üzere, sınırsız gelir sağlama yeteneği bulunuyor.

Ankara'daki genel merkezleri olan ikiz kuleler de bu zenginliğin en iyi göstergesi...

Görüleceği üzere ortada büyük bir para, yani gelir var.

                      **

Peki üyeleri üzerinden bu kadar büyük bir gelir ve imkanlar elde eden Meslek Odaları, üyelerine yeterli hizmeti verebiliyor, onların tüm haklarını koruyabiliyor, zor zamanlarda ellerinden tutabiliyor mu,

vergi yükü altında ezilmelerine engel olabiliyor mu, seslerini duyurabiliyor mu?

Soruya Antalya açısından baktığımızda, ayakları üzerinde zor duran bir kent ekonomisinin içinde bocalayan ticari kuruluşların yükselen feryatlar arşa ulaşmış durumda. Ancak odalardan tık yok.

Adeta meslek kuruluşlarını desteklemek için orada değiller,daha çok kendilerine esnaf ve tüccarların amiri gibi görüyorlar desek yanlış olmayacak.

Oysa meslek odaları, üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki anlamda yapılan işlerini kolaylaştırmak, mesleğin çıkarlarını korumak, meslektaşların birbirleri ile iletişim kurmasını ve dayanışmasını sağlamak, üyelerinin seslerini duyurmak, iktidarla bağlantılarını gerçekleştirmek amacıyla kurulan kuruluşlardır.

Ama maalesef gelirleri çatır çatır toplayan bu kuruluşlar iş ticari yaşama desteğe gelince durum değişiyor.

Ancak anlı şanlı toplantılar, yurtdışı seyahatleri, sosyal medyada paylaşılmış renkli buluşmalar hız kesmeden devam ediyor.

Görüntüler Paris, gerçekler Kamboçya!

Antalya'ya bakıyorsun hem işyerleri perişan hem vatandaş perişan...

Kapanan dükkanlar, yardım isteyen sanayiciler...

                    **

Sosyal medya mecralarında bu yönde yapılan yapılan paylaşımlara göz gezdirdim, oralardaki yorumlardan alıntılar yapmak istiyorum, böylelikle belki meslek kuruluşlarının ağalarına bir ayna tutmuş oluruz;

* "Ne işe yaradığına anlama veremediğim, üyelerine bi fayda getirmeyen aksine onlardan zorla aidat toplayan, üyelikten ayrılmak istediğinizde garip taleplerde bulunan kurumlar."

* "İçerisindeki belli bir zümrenin ideolojik fantezilerini gerçekleştirmesine aracılık eden ve yine

kendi üyelerini sadece para kazanılacak müşteri olarak değerlendiren parafiskal (Gelir amaçlı) kuruluşlar."

* "Esnafa hiçbir fayda getirmeyen asıl isminin rant odası olması gereken siyasete batmış oluşumlar."

* "Eve tebligat göndermişler icra gelecekmiş."

* "Vergi dairesi mantığı ile çalışırlar."

* "Sahte meslek mensuplarını ifşa etmesi gereken, ancak bu konuda hiçbir şey yapmayan odalar"

* "Karşılığında da hiç bir şey yapmaz, topladıkları aidatlarla saltanat sürerler."

Elbette yorumların hepsi bu kadarla sınırlı değil, 'Kızgınlıkla yazılmış, 'Edep ya hu' dedirtecek olanlar da var!

Oya bir kent için ekonomi demek hayat demektir.

Ekonomi emek, sermaye, toprak gibi kaynakları en verimli şekilde kullanarak mal ve hizmetlerin üretimini organize eder. İyi çalışan bir ekonomi, işsizlik oranlarını indirerek gelir dağılımını dengeler.

Üretimin olmadığı bir kentte toplumsal refah biter, fakirlik başlar, suç artar.

Bu kentin makam koltuklarında oturan herkes üzerine düşenleri yerine getirmelidir.       

                             **

Öte yandan teknik insan, ara eleman yetişmesi iyice zorlaştı. Elektrikçi, pastacı, terzi, su tesisatçısı

ustalarının yetişmesi yeterli olmuyor. Vatandaş  bulsa dahi servis ücretleri yüksek geliyor.

Yaşamın zorlukları, işsizlik ve ekonomik baskılar nedeniyle evlilikler dahi azaldı.

Meslek odalarında çok sık görülen gereksiz yurtdışı eğlence gezileri yerine mesleki kurslar açılıp, teşvikler getirilmesi ve yeni nesil zanaatkarların yetiştirilmesi gerekiyor.

Hizmet içi eğitimler ve yeterlilik belgeleriyle ülkemize, şehrimize  faydalı genç insanlar yetistirmeliyiz.

Artık oda yönetimlerinin başında yıllardır gördüğümüz başkanlar değişmeli, bilgili, gönüllü, dinamik, vizyoner nesiller göreve gelmelidir.

Esen kalın...