Gazetecilik öyle eli kalem tutan herkesin bir yazı döktürmesi ile olmuyor.
Etik kurallara dikkat edeceksin…
Kişisel menfaatlerin için kullanmayacaksın…
Çalıştığın gazeteyi nemalandırmayacaksın…
Nema, mama işlerini patronuna bırakacaksın…
Sen, tarafsız, objektif olacaksın…
Antalya’da gazeteciliğin nereden nereye geldiğine çok basit birkaç örnek vereyim.
Uzun yıllar önceydi…
Ben fi tarihinde Hürriyet’te çalışırken, o dönem Antalya’nın market zinciri GENPA, Akdeniz bölge ekine her hafta iki kez tam sayfa reklam verirdi.
İşte, domates şu kadar, zeytinyağı bu kadar diye…
Bir haber geldi gazeteye…
Aynı zamanda Muratpaşa belediye meclis üyesi olan bu marketin patronu, siyasi gücünü kullanıp bir okul alanını ticari alana çevirecek teklifi meclisten geçirecek diye…
Reklam müdürünü çağırdım ve dedim ki; ‘Bak, yarına bir manşet hazırlıyoruz. GENPA, her hafta verdiği iki tam sayfa reklamı kesebilir. Senin de bilgin olsun’…
İtirazının bir fayda getirmeyeceğini bildiği için ‘Tamam’ dedi.
Haber yayınlandı, okul alanı ticari alana çevrilemedi ve market reklamları kesti.
Yine fi tarihinde bir gün, bu kez havalimanı yolu üzerinde faaliyet gösteren DEPA adındaki bir şirket, çer-çöp-atık ne varsa bahçeye çıkarmış yakıyormuş.
Şikayet geldi, muhabir gönderdik.
Aman Allah’ım ortalık toz duman…
Siyah dumanlar arşa ermiş…
3. sayfadan yarım sayfa manşet verelim dedik…
O sayfayı hazırlayan arkadaş yanıma geldi.
Dedi ki; ‘Abi o haberi vermesek iyi olur’…
Niye dedim, şu cevabı verdi;
‘O sayfada bu şirketin yarım sayfa reklamı var.’
‘Ne güzel işte, utansınlar da bir daha yapmasınlar’ dedim.
Ertesi günü, şirketin yetkilisi reklam müdürümüzü aramış sitem etmiş.
Bunlar biraz uç örnekler ama eskiden gazetecilik böyleydi…
Haber önce gelirdi…
Şimdi durum bir felaket…
Bunu niye yazdım anlatayım.
Ortakları arasında kamunun da bulunduğu ANFAŞ, bir fuar şirketiyle mahkemelik…
ANFAŞ’ta daha önceleri yaş sebze ve meyve fuarı Fresh Antalya’yı düzenleyen şirket, bunu İnterfresh Eurasia adı altında İzmir’e taşıdı.
Aynı fuarı, Fresh Antalya adıyla devam ettirme kararı alan ANFAŞ ile söz konusu şirket, karşılıklı basın toplantıları düzenleyip medya üzerinden kapıştılar.
Dün bir baktım ki, Antalya’da yayın yapan Manşet Gazetesi, ‘ANFAŞ YASA DIŞIDIR’ diye 9 sütuna manşet atmış.
ANFAŞ’ın ortakları arasında kimler yok ki?..
Antalya Büyükşehir var.
Antalya Ticaret Borsası var.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası var.
Bunlar aynı zamanda kamuyu da temsil ediyor.
Benim bildiğim Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği de ANFAŞ’ın hissedarı…
ANSİAD’dan tutun, Antalya Tanıtım Vakfı’na, çok sayıda kamu ve özel sektör iştirakleri de ANFAŞ’a ortak.
Yani, gazete diyor ki; kamu, özel el ele vermiş yasa dışı iş yapmış…
Haberin detayını öğrenmek için gazetenin internet sayfasında gezinirken, o da ne?..
ANFAŞ ile mahkemelik olan fuar şirketinin kocaman bir reklamı bana bakıyor.
Vay anasına sayın seyirciler…
Haberi okuyorum, o fuar şirketinin avukatının açıklamaları var.
Üstte şirket kıymış paraya vermiş reklamı, altta manşette avukatı muhabire vermiş gazı…
Reklamı alırsın, kıyak bir haber koyarsın bir nebze anlarım…
Kimseye zararı yoktur.
Ama reklamı aldığın şirketin hasmına saydırmak veya onun intikam kokan iddialarına aracı olmak da ne oluyor?..
Yaa, işte…
Gazetecilikte gelinen nokta bu…
Ne diyelim hayırlı işler, bol kazançlar…
*** *** ***
BÜYÜKŞEHİRİN NİKAH FOTOĞRAFÇISI…
Hatırlar mısınız bilmem…
Kısa bir süre önce sansasyon olmuştu olay…
Adam ameliyatta can derdinde, başında özel hastanenin muhasebecisi, stent pazarlığı yapıyordu.
Belki benzetme absürt olacak ama geçenlerde bir dostum anlattı.
Antalya Büyükşehir Belediye Nikah Salonu’nda bir yanda gelin ile damat oturmuş, nikah memurunu bekliyor, öbür tarafta bir fotoğrafçı düğün sahipleriyle çekim pazarlığı yapıyormuş...
Fotoğrafçı, “3 bin alırım” diyormuş, o 2 binde diretiyormuş...
Kurban pazarlığı gibi…
Kimi, ‘Hayır bu parayı vermem, biz kendimiz çekeriz’ deyince ortalık geriliyormuş falan…
Bunu biri daha söyleyince iş ciddi galiba deyip araştırdım.
Sanıyorum, bu fotoğrafçı şahıs, büyükşehirde bir üst düzey bürokratın tanıdığı imiş…
Nikah fotoğrafçılığı işini ihale ile falan değil, hatır gönül usulü almış…
İddia bu…
Yahu, otel fotoğrafçılığı ihalesinin bile milyonlarca liraya verildiği bir sektörde hatır gönül işi nasıl olur?..
Doğru mu bu sayın belediyeciler?..
*** *** ***
ESKİ BAŞKANIN HASTANE ZİYARETİ
Antalya’da ismi lazım değil, eski bir belediye başkanı, sosyal medya hesabından, “İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Behzat Özkan ile birlikte yapımı devam eden Konyaaltı Devlet Hastanesi'ni ziyaret ederek incelemelerde bulunduk” paylamışı yapmış.
İki de fotoğraf koymuş...
Önce Kültür ve Turizm, şimdilerde ise Gençlik ve Spor Bakanı olacağı söylenen zat-ı muhterem, sağlıkla da ilgilenmeye başlayınca kafam karıştı.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu yoksa yolcu mu?..
İl sağlık müdürüne gelirsek…
AKP’li eski büyükşehir belediye başkanıyla hastane inşaatı ziyaret ettiğine göre, bugün yarın sıra CHP’li Prof. Dr. Mustafa Akaydın’a veya Dr. Bekir Kumbul’a da gelir herhalde…
Sonuçta onlar da eski başkan ve her ikisi de sağlık sektörüne uzak değil.
En azından sağlık bakanı ile şantiyede kös kös oturmazlar, birer fikir beyan ederler…W-00