Selami Şahin


HAFRİYATIN KUMUNDA BOĞULANLAR TÜREL’İ DİNLEYECEKTİ…

Menderes Türel, Antalya’nın çehresini değiştiren ve şehri dünya standartlarına taşımayı amaçlayan projelerin sadece fiziksel değişim ile olmayacağını bilen entelektüel bir yapısı vardı.


Antalyaspor’a kalıcı ve bağımsız bir gelir kaynağı oluşturma hedefiyle 2017 yılında dönemin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel tarafından kulübe devredilen hafriyat gelirleri, aradan geçen yıllara rağmen bir idealin gerçekleşemeyen hikayesi olarak kayıtlara geçiyor. Oysa bu karar bir Avrupa vizyonu ve Antalya’nın kalıcı gelir arayışıydı.

Türel’in o dönemdeki hamlesi, sadece yerel bir düzenleme değil, aynı zamanda Avrupa’nın köklü futbol kulüplerini merkeze alan, uluslararası bir vizyonun yansımasıydı. Başlangıçlar yeni düzenlemeler her zaman sancılı olur. Türel’in Antalyaspor’un bağımsız ve sürdürülebilir bir başarısı için yaptığı bu hamleye karşı o dönem her zaman olduğu gibi bir kesim tarafından dirençle karşılaştı.

Önce müteahhitler karşı geldi. Sonra kamyoncular hafriyatı taşımama eylemlerinde bulundu. Menderes Türel, bu karşı direnişleri otobüsleri kayıt altına aldığında, akıllı kart uygulamasını başlattığında da yaşamıştı. Çünkü kayıt dışı işlerin peşinde olanlar suç işleme eğilimindedirler.

Nitekim yapılan bu hafriyat operasyonunda gelinen noktanın temel nedeni kayıt dışı ekonomidir. Tabi 2017 yılında Türel tarafından başlanılan bu durum Türel dönemi bitince akamete uğradı. Hatta o dönemin Antalyaspor başkanı hafriyat işinin ekonomik değerini görünce kulübe verdiği parayı tek seferde geri almak için hafriyat işini üçüncü bir firmaya satmak istemişti. Buna da izin verilmeyerek Antalyaspor’un geleceği ipotek altına alınmasın tavrı ortaya kondu.

Bütün bunların engellenmesine rağmen sonra gelen belediye başkanı Muhittin Böcek hafriyat işine ahbap çavuş mantığıyla dostlar alışverişte görsün edasıyla baktı. Bu süreçte birçok kulüp yöneticisi, iş insanları, oda başkanlarının bazıları bu kayıt dışı kazanımlar ile haksız bir servet edindiler. Bu servetleri 10 tane Antalyaspor’u yeniden kuracak rakamlar ile karşılaştırmak bile mümkün…

Menderes Türel, Antalya’nın çehresini değiştiren ve şehri dünya standartlarına taşımayı amaçlayan projelerin sadece fiziksel değişim ile olmayacağını bilen entelektüel bir yapısı vardı. Bugün Barcelona şehri İspanya’nın en çok ziyaret edilen şehri ama onun marka değerlini pekiştiren, ona güç veren Barcelona futbol takımıdır.

Nitekim futbol kulübünün finansal yapısını güçlendirme girişimi de bu entelektüel ve uluslararası bakış açısının bir parçasıydı. Türel’in, hafriyat gelirlerini Antalyaspor AŞ’ye aktararak kulübü ekonomik olarak bağımsız, profesyonelce yönetilen bir yapıya kavuşturma arzusu, tam da bu modern ve sürdürülebilir Avrupa modelini hedefliyordu.

Kasaba siyaseti benimsenerek yapılan yönetimlerin sonu hazin oluyor. Şimdi hafriyat soruşturması kapsamında göz altına alınan kelli felli iş insanlarına baktığımızda paralarından başka hiçbir özellikleri yok, bu kadar sığ ve vizyonları olmayan kişiler. Özellikle Antalya’da nam yapan bir inşaat firması sahibi var ki onun tüm inşaatlarının tek tek incelenmesi gerekir. Özellikle Konyaaltı’nda yaptığı binaları vurguluyorum.

Maalesef yereldeki bu türde uygulamalar, büyük ideallerin pratikteki zorluklarına her zaman takılır. İşin komik taraflarından bir tanesi de dönemin kulüp başkanlarından Sabri Gülel ve Sinan Boztepe’nin “1 Lira bile gelir elde edilemedi” açıklamasıydı. Ve sonra Eski başkan Sabri Gülel’in, durumu protesto eden bir tavırla “Reddi hafriyat” resti çekmesi ve bu gelirleri Büyükşehir Belediyesi’ne iade etmeyi düşünmesi, projenin kulüp nezdinde bile nasıl bir yük haline geldiğinin en çarpıcı göstergesiydi.

Yaşanan bütün bu sorunlar zinciri, Aralık 2024’te Büyükşehir Belediye Meclisi’nin hafriyat gelirlerini geri almasıyla resmiyet kazandı. Bu karar, Türel döneminde atılan ekonomik bağımsızlık adımının fiilen sona erdiğini tescilledi.

Antalyaspor ve hafriyat meselesi, bize uluslararası vizyonun yerel zeminle uyumlanmasının ne kadar kritik olduğunu gösteren acı bir ders niteliğindedir. Kalıcı gelir kaynağı oluşturma fikri ne kadar doğru ve Avrupa standartlarında olsa da bu gelirin şeffaf, kesintisiz ve yönetilebilir bir mekanizma ile kulübe aktarılması da bir o kadar zormuş.

Sonuç olarak, Menderes Türel’in Antalyaspor’u Avrupa’nın köklü kulüpleri arasına taşımak ve profesyonel ve bağımsız bir yapıya kavuşturmak vizyonu, doğru bir idealdi. Ancak hafriyat gelirlerinin yönetimi ve şeffaflığı konusundaki yerel aksaklıklar, bu büyük vizyonun gerçeklik duvarına çarpmasına neden oldu. Bunu da kimse öngöremezdi. Doğru ya bu kelli felli insanlar sosyal medya paylaşımlarında hepsi ölümüne Antalyasporluydu. Ancak deplasmanlarda rakip takımın taraftarlarından Antalyaspor uğruna dayak bile yiyen Türel onlar kadar Antalyasporlu değilmiş.!