CÜNEYT BOL


OKLU KİRPİYİ SEVMEK!

Eğer cennet Anadolu’da yaşıyorsan en küçük bir hata bile yapmayacaksın. Olduk olmadık yerde sesini yükseltmeyeceksin.


Maalesef dünyanın en riskli ülkelerinden birinde yaşıyor olmanın bedellerini ödüyoruz. 

Eğer cennet Anadolu’da yaşıyorsan en küçük bir hata bile yapmayacaksın. Olduk olmadık yerde sesini yükseltmeyeceksin. 

Bir anlık ihmalin, bir anlık düşüncesizliğin, dikkatsizliğin, güvenmenin, gülümsemenin, sevmenin, aşık olmanın, iyi niyetli olmanın bedelleri çok ağır olabilir.

Bir anlık boş bulunmayla, "n’olcak ya" demekle varını yoğunu kaybedebilir, canından olabilir, anlık gerginlikle cezaevine düşebilir, hayata veda edebilirsin.   

Rahmetli Yaşar Kemal'in dediği gibi, bir de bu ülkede dört şey olmayacaksın; Kadın, sokak hayvanı, ağaç, çocuk... Tabi bu biraz da nasip, kısmet işi...

                               ***

Mesela cüzdanına, çantana, cebine çok dikkat edeceksin. Babana bile güvenmeyeceksin.

Bir aile büyüğümüz 40 sene yurtdışında çalıştıktan sonra Türkiye'ye dönmüş, akşama ödemek üzere kendisinden para isteyen yan komşusuna, "Kaçacak değil ya" diye düşünüp 500 euro borç vermişti. 

Aynı akşam plajdan döndüğünde komşusunun evi  taşıyıp kayıplara karıştığını gönce bana telefon edip, "Bizim yüzümüzün yumuşaklığından pantolonumuzun  suyu kurumaz. Ben insanlığı Fransızlardan öğrendim ama ülkeme geldim gördüm ki, hiçbir işe yaramıyormuş!" demişti. 

Bu ülkede nazik olanı ezik, adil olanı enayi, merhametli  olanı saf, farklı olanı düşman görürler. Yakup Kadri'yi, Yaşar Kemal'i okuyup, ona göre davranacaksın.

Hele mütevazı hiç olmayacaksın. Eğer gereğinden fazla mütevazıysan, istersen imparator ol sana saygı duymazlar. 

Yazarın dediği gibi ensene tokat, kulağına parmak atar, kuyruğuna teneke bağlarlar!

***

Bu ülkede zengin olmak da, fakir olmak da derttir. Birinde lokmanı boğazına dizerler, diğerinde yiyecek lokmana bile göz dikerler. 

Asgari ücretli olmak da, emekli olmak da büyük felaketin başlangıcıdır. Esnaf olmak, çiftçi olmak, evli olmak, bekar olmak da büyük derttir.

Bu ülkede Türk olmak, Kürt olmak, Ermeni, Rum, Hıristiyan, Süryani, Arap, Çingene, Rus, Alman, İngiliz olmak da bazı riskler taşır.

İşsiz olmak da çalışıyor olmak da derttir.

Yakışıklı olmak da güzel olmak da heran gelebilecek sorunların ayak sesleridir. 

Dedikodu, iftira ve itibar cellatlığı bu toprakların önemli davranışları arasındadır.

Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz.

                                             *** 

Ama bu ülkede - şayet yer bulabilirsen - politikacı olmak her zaman ballı börektir. 

Bir kez yürümeyi becerdin mi seni artık kimse tutamaz.

Hele bir de makam sahibi olduysan kral sensin demektir. Çünkü - atalarımızın dediğine göre -makam demek para demektir.

Ama sade vatandaşsan üstelik dürüstsen sana sadece oklu kirpiyi sevmek kalır. Artık ne çıkarsa bahtına

Politikacı deyip geçmemek lazım, iyisi var, kötüsü var. 

Kimisi , vatan için, vatandaş için, Cumhuriyet için, Anadolu için ömrü boyunca çırpınır.

Kimisi var torbayı doldurmak için türlü  dümenler çevirir. 

O da artık vatanın, milletin şansına... 

Ne yapacaksın kısmet...