KADRİYE CİRİTCİ


TİYATRONUN TARİHi VE HAYATIMIZDAKİ YERİ

Her gün sahnelenen bir oyun ve bizler bu dev tiyatronun oyuncularıyız. Kimimiz başrolde, kimimiz figüran...


Değerli okurlarım; bugün köşemde tiyatro ile ilgili bilgileri derlemek istedi. Tiyatro benimde vazgeçilmezimdir. İzleyici olarak sanata ve sanatçıya saygım sonsuzdur.Dünya dev bir tiyatro değil midir? Her gün sahnelenen bir oyun ve bizler bu dev tiyatronun oyuncularıyız. Kimimiz başrolde, kimimiz figüran... 

Tiyatroyu Shakespeare’in şu sözü ile ifade etmek yerinde olacaktır;

“insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı”

Tarihte ilk tiyatro Atina'nın Akropolis şehrinde yer alan Dionysos Tiyatrosu, dünyada bilinen en eski tiyatrosudur. Tarihi kaynaklara göre başlangıçta ahşaptan yapılan bu mekan, daha sonra taşa çevrilmiş olup toplamda 67 seyircinin oturabileceği şekilde planlamıştır.

İlk tiyatro şenliği MÖ 534 yılında Atina'da yapılmıştır. Antik Çağ'da tiyatro, üst sınıfa özgü bir etkinlikti. Her yıl Dionysos'u kentin hangi ileri geleninin onurlandıracağına karar verilir ve bu kişi etkinlikleri düzenlerdi. Bu nedenle sosyal itibarla doğrudan ilgiliydi. Bilinen ilk tiyatro eseri M.Ö 6. yüzyılda yaşamış olan Aiskylos'a aittir. Bu eser normalde üç farklı oyundan oluşsa da sadece son oyun günümüze kadar ulaşmıştır. Son oyunda Zeus'un Prometheus'u ve insanları cezalandırması konusu işlenir.

6 ve 7 YY’da Tanrı Dionysos onuruna yapılan törenlerde söylenen dithirambos şarkılarından doğduğu varsayılmaktadır. Giderek belli biçim kalıplarına göre yazılmaya ve şiirsel nitelik kazanmaya başlayan bu koro şarkılarına bir de konuşan kişi "hipokrites” (yanıt veren) eklenince, tiyatronun dialog çekirdeği oluşmuştur. Türkiye'de bulunan en eski tiyatro sahnesi, Efes Antik Tiyatrosu - İzmir’de bulunmaktadır. 

Panayır Dağı'nın güney eteklerinde yer alan tiyatro, ilk olarak Helenistik Dönemde inşa edilmiştir. Bugün görülen kalıntılar MS 1. ve 2'nci yüzyıla aittir. Efes Antik Tiyatrosu antik tiyatroların ortak unsurları olan sahne, orkestra ve cavea'dan oluşur.

Osmanlı döneminde ise ilk tiyatro Gedikpaşa Tiyatrosudur. İstanbul'un Gedikpaşa semtinde 1859'da inşa edildiği düşünülen 1884'te yıktırılmış tiyatrodur. Osmanlı İmparatorluğu'nda tiyatronun doğuş ve gelişiminde önemli bir yer tutmaktadır. Türk edebiyatında sahnelenen ilk tiyatro oyunu ve yazarı;“Şair Evlenmesi" adıyla bilinen eser olup, yazarı ise Osmanlı dönemi şairlerinden Şemsi Efendi'dir. "Şair Evlenmesi", 1860 yılında sahnelenmiş ve Türk tiyatro tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Şair Evlenmesi, görücü usulü evliliği eleştiri. Orta Oyunu ile Batı tiyatrosunun birikimlerini bir arada yansıtmakta olan eser ölümsüz bir klasik niteliğine sahip olarak edebiyat tarihindeki yerini korumaktadır.

Gerçek anlamda sahnede sahnelenen ilk tiyatro eseri, Namık Kemal tarafından yazılmış olan "Vatan Yahut Silistre" isimli eserdir. Vatan yahut Silistre, Türk Edebiyatı'nın içerisinde batılı anlamda yazılmış olan ve oynanan ilk tiyatro eseridir. Bu yönünden dolayı büyük bir önem arz eder. Vatan yahut Silistre oyunu, 1 Nisan 1873 gecesi İstanbul'da Güllü Agop'un Gedikpaşa'daki tiyatrosunda sahnelenmiştir. Türk milliyetçiliğinin öncülerinden, Genç Osmanlı hareketi mensubu, gazeteci, devlet adamı, ünlü yazar ve şair Namık Kemalin asıl adı Mehmed Kemaldir. Türk Edebiyatında öncü niteliği bulunan şair ve tiyatro yazarı tiyatroya verdiği değer ve önemide şu sözleriyle ifade etmiştir;

“Tiyatro aşka benzer. İnsanı hazin hazin ağlatır. Ama verdiği acının gücünde bir başka tat bulunur. Tiyatro evrene benzer. İnsanı doya doya güldürür. Ama yansıttığı tuhaflıklar, gülerken ağlamak için istekler doğurur. “

Türk halkı, yüzyıllar boyunca özgün bir tiyatro geleneğine sahip olmuştur. Günümüze kadar ulaşan tiyatro türlerini çevre bakımından ikiye ayırmak mümkündür. Bunlardan birincisi, Türk halkının büyük çoğunluğunu oluşturan, geleneklerine, kültürlerine, inançlarına sıkı sıkıya bağlı olan köy insanlarının oluşturduğu “Köylü Tiyatrosu Geleneği” dir. 

Bu gelenek zamanla biçim ve öz bakımından değişime uğramış olsa da günümüze kadar yaşamıştır. Bir diğeri ise başkentte oluşmuş bir tür olan “Halk Tiyatrosu Geleneği” dir. En önemli türleri Kukla, Karagöz ve Orta Oyunudur. 

Tiyatronun hem bireye hem de o bireyin toplum içindeki yaşamına büyük katkıları vardır. Kültür, sanata ayıracağımız vakit bu bağlamda önemlidir. 

Sahnelenen tüm oyunların gişesi bol olsun. 

Sevgilerimle