Asfalt İhalelerinde ustaca çalışılmış müthiş bir derin döngünün hikayesini anlatacağım.
Bildiğiniz üzere Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonları, gözleri belediyenin en önemli iştiraklerinden biri olan ASAT’a (Antalya Su ve Atıksu İdaresi) çevirdi.
Son yıllarda yönetilen dev bütçeler, özellikle de asfalt ihaleleri, kamu kaynaklarının kimler tarafından ve nasıl kullanıldığı sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
ASAT’ın 2020 yılından bu yana gerçekleştirdiği asfalt ihalelerinde, görünüşte çok sayıda firma yarışıyor. Ancak sahadaki tablo, bambaşka bir gerçeğe işaret ediyor.
Olayların sonuçlarına göre bir analiz yaptığımızda, ihaleye hangi firma girerse girsin, uygulamayı hep aynı yapının kontrolündeki şirket gerçekleştiriyor.
Farklı firmalar ihaleyi alsa da, işi fiilen tek bir ekip yürütüyor. Bu durum, ihalelerdeki tekliflerin tek merkezden organize edildiği ve rekabet varmış gibi gösterildiği yönünde güçlü delilleri ortaya koyuyor.
Süreçte bir başka dikkat çekici nokta da, ihalelere teklif veren bazı firmaların asfalt plenti dahi bulundurmaması. Yani bu şirketler, teknik yeterlilikleri kağıt üzerinden sağlayarak ihalelere giriyor; ihaleyi alır almaz uygulamayı ise bir başka firma yapıyor. Belki resmen o firmaya devretmiyorlar ama ihaleyi alanların asfalt plentleri ve araç gereçleri olmadığı için uygulamaları sadece ve sadece tek bir firma yapıyor.
Uygulamayı yapan firmanın ise asfalt plentlerinin olduğu yerin ise işletme ruhsatı bulunmuyor. Ruhsatsız şekilde faaliyet yürüten firma ise döktüğü asfaltların olması gereken kalınlıktan çok daha ince olduğu ise denetimlerde net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Diğer yandan olayların dizilişine göre, teklif veren firmaların önemli bir kısmı aynı şehirde kurulmuş. Birbirleriyle yakın ilişkili ya da akraba kişiler üzerine kayıtlı olduğu net bir şekilde biliniyor. Resmen ustaca kurgulanmış bir havuz oluşturulmuş.
Bu firmaların, ihaleler öncesi ne kadar kâr elde edecekleri ve bu paranın kimlere nasıl aktarılacağı konusunda önceden anlaştıklarını söylemek için müneccim olmaya gerek olmadığını düşünüyorum.
Bu yapı, kamu ihalelerinde şeffaf rekabet ilkesinin ciddi biçimde zedelendiği bir tabloyu ortaya koyuyor.
Ayrıca 2020 yılından bu yana ASAT’ın asfalt ihalelerinde dönen toplam para miktarının 10 milyar TL’yi, yani yaklaşık 230 milyon doları bulduğu tahmin ediliyor.
Bu devasa rakam, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk operasyonlarının sadece yüzeydeki kısmını ortaya koyduğu, asıl büyük rantın ASAT üzerinden döndüğü yorumlarını güçlü kılıyor.
Belediyede başlayan yolsuzluk soruşturmasının ardından, ASAT’taki bu ihalelerin de aynı kapsamda mercek altına alınması için ilgili kurumların çaba sarfettiğine inancımızın tam olması gerekir.
Kamuoyu, asfalt ihalelerinin yapısı, firma ilişkileri ve teknik uygulamaların tarafsız bir denetime tabi tutulup tutulmadığını bilmiyor.
Zira Antalya’da bugün konuşulan soru, giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor:
“Turpun büyüğü ASAT’ta mı?”
