CÜNEYT BOL


YAYA GEÇİDİ DEĞİL ÖLÜM TUZAKLARI...

'Yaya Öncelikli Kent Antalya' sloganını ilk duyduğumuzda, "Ooo ne kadar çağdaş bir proje, Modern kentimize ne kadar yakıştı" falan demiştik.


'Yaya Öncelikli Kent Antalya' sloganını ilk duyduğumuzda, "Ooo ne kadar çağdaş bir proje, Modern kentimize ne kadar yakıştı" falan demiştik.

Ama zaman içinde projenin maddi hasar ve güvenlik açısından riskler taşıdığı ortaya çıktı.

Bu riskler, projerin hem maddi hasarlı trafik kazalarına yol açması hem de yayalar için ölüm riski taşıması yönünde kendini gösterdi.

Elbette projenin riskleri kentin tümünde oluşmuyor. 

Özellikle ana arterler ile ve yoğun ve hızlı akan trafiğin olduğu yollarda risk çok büyük.

Diyeceksiniz ki niye!

Çünkü yavaş akan trafikte önceliğin yayada olması pek o kadar sorun yaratmıyor.

Antalya'nın insanı medeni. Kent içinde yaya yola doğru hamle yaptığında durup yol veriyor.

Ancak işin sürücünün kontrolünden çıktığı, 'Hızın' söz konusu olduğu ana arterlerde yaya yola hamle yaparsa, işte o zaman yandı gülüm keten helva!

O zaman yerdeki yaya çizgileri ve yayaya verilen inisiyatif resmen ölüme davetiye çıkarıyor.

***

Bu riskli bölgeler çok sayıda mevcut, biz sadece bir örnek üzerinden yürüyelim.

Yer; 75.Yıl Caddesi... Hani şu Kültür Mahallesinin batısından Akdeniz Sanayi Sitesi'ne giden cadde..

Pardon cadde değil, hem yayalar hem de sürücüler için elektrik trafosu mubarek.

O caddenin ortasında bir kanal, hem gidişte hem gelişte karşılıklı birkaç çizgiden oluşan yaya geçidi, yaya geçitlerinin kenarlarında, yani kaldırımlarda yığılmış, atmaca gibi bekleyen, öğrenciler, motosikletliler, ellerinde arabalarla pazardan dönen hanımlar, yaşlı insanlar, çoluk, çocuk, hızla akan kalabalık bir araç trafiği...

Arada sırada gelen fren ve korna sesleri, durmayan sürücülerin  arkasından bağıran, el işareti yapanlar, yayaların yola hamle yapmasıyla aniden fren yapan araçlar...

Hele bir de okulların ve işyerlerinin paydos saati gelince görün siz hengameyi...

***

Ben 75. Yıl Caddesini çok sık kullandığımdan, yıllardır olayları gözlemliyorum.

Araçla o caddeden geçerken sinirim bozuluyor.

O kadar dikkat etmeme rağmen ben de birkaç kez trafik kazası riski yaşadım.

Üstelik o caddeden sadece Antalya'da yaşayanlar geçse riski biliyorlar diyeceğim.

Kepezüstü'nden kente gelen yabancı plakalı araçlar da durumun farkında olmadıkları için, önünde giden araçlar anayolda aniden yola fırlayan yayaları görüp, fren yapmak zorunda kalınca şebek gibi oluyorlar!

Bir örnek vereyim de konu netleşsin;

Geçtiğimiz günlerde caddenin orta kısmındaki yaya geçidinden birinde yine kaza olmuş, çektim kenara durdum.

Muğla plakalı bir araç, önündeki Antalyalı sürücünün yayaya yol vermek için freni köklemesiyle kaplumbağa misali öndeki aracın üzerine çıkıyor.

Yürüyerek yanaştım, hafif bir tartışma var. 

Çarpan sürücüye sordum;

- Geçmiş olsun kardeşim...Bu yolda kaza çok oluyor, yola yaya mı fırladı da öndeki aniden fren yaptı?

- Aynen öyle abi, üstelik Fethiye'den Antalya'ya arabayı satmak için gelmiştim. Araba elimizde kaldı. Anayolda böyle durulur mu?

Antalyalı sürücü de yanımızda;

- Öyle diyorsun da, durmadınmı yayalar, "Yol bizim" diye şikayet ediyor. Ceza yememek için mecburen duruyorsun!..

Tartışma sürerken, öndeki aracın şoförü, "Araba bana çok lazım. Sanayide yaptırın, sigortayı beklemeyelim bir ay" deyince tartışma daha da alevlendi.

Muğlalı da, "Ben arabayı satacaktım sen diyorsun" falan deyince yine araya gidip sakinleştirmak zorunda kaldık. İkisi de haklı, ne diyeceksin?

**

Bu sadece basit, maddi hasarlı bir kazanın sonuçları, Allah korusun bu hatalı sistemi yaparken yaralamalı, ölümlü kazaların olabileceğini de düşünmek gerekiyor...

Bu işleri yaparken biraz velilerin ve anne babaların yerine kendimizi koymamız da şart.

Böyle problemli bir yola Hiçbir şey yapamıyorsanız mutlaka trafik ışıkları koymanız gerekiyor. Alt veya üst geçitleri bilemem...

Çizgili yaya geçidinden önce konulan uyarı levhasını da gören yok, yani yeterli faydayı sağlamıyor.

Hızla akan bir trafikte yaya geçiş probleminin çözümünü bir an önce evine, işine, okuluna gitmek isteyen telaşlı yayalara ve birkaç beyaz çizgiden ibaret olan yaya geçitlerine bırakmakla meydana gelebilecek olayların sorumluluğundan kurtulamazsınız.

Herhangi bir acı olayda bu kazanın sorumlusu kim olacak? Yayalar mı sürücüler mi? 

Orasını bilemem ama bildiğim birşey var, o kazadan sonra gelsin manşetler; "İLLA BİRİLERİNİN ÖLMESİ Mİ LAZIM!"