İyi Parti Antalya İl Başkanı Mehmet Başaran, “6’lı zirveyi kendi görüşlerine göre yorumladıkları” ama yazarı belli olmayan bir yazı göndermiş..
Bu yazının tamamını “Varış Haber” sitesinde okuyabilirsiniz..
Yazıda, “beyaz” rengi “siyah” gösterebilmek için büyük bir ÇABA var..
Öyle anlıyorum ki, bu sadece İyi Parti’nin değil, aynı zamanda “her yalana inanmayı yeğleyen KİTLE”nin anlayışı böyle..
Ve bu nedenle de “beyaz” rengi “beyaz” olarak göstermek için bu defa ben büyük bir çaba göstereceğim..
…
Önce “6’lı Zirve”nin mutabakat metni konusunda İyi Parti’li yazarın veya KİTLE’nin görüşünü bir görelim..
Şöyle(ymiş):
“Mutabakat metni, ‘bu ucube rejime son vereceğiz, Türkiye tek adamla yönetilmez’ diyor..
Güçlü yasama, denetlenebilir hesap verir yürütme, bağımsız ve tarafsız yargı, hâkim teminatının güçlendirilmesi, savcılık ve hakimlik mesleğinin ayrılması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, YÖK’ün kaldırılması, öğretim üyelerinin kendi rektörlerini seçebilmesi, siyasi etik yasasının çıkarılması, siyasetin şeffaf ve daha demokrat olması, din ve vicdan özgürlüğünü esas alan laik bir hukuk devletin oluşturulması, kadınların sosyal, siyasal, ekonomik durumlarının daha da güçlendirilmesi ve benzeri birçok konuda demokratik açılım vaat ediyor..”
…
Mutabakata varılan bu “parlamenter sistem”le Türkiye 80 yıl yönetildi..
Neredeyse her yıl hükümetlerin değişmesi ve koalisyonlarla Türkiye’nin pay pay edildiği için bu ülke BİR ARPA BOYU ileri gidemedi..
Türkiye’nin bütün fabrikaları ve kurumları siyasi partilerin “militan beslediği mekan” daha doğrusu PARTİLERİN ARPALIĞI haline geldi..
Başbakanlar, Bakanlar astırdı..
Hemen hemen her 10 yılda bir ASKERİ DARBE doğurdu..
“Askeri vesayet” yüzünden hiçbir zaman gerçek bir SİVİL İDARE kurulamadığı için DEMOKRASİ de asla var olmadı..
Hükümetleri TBMM değil, “Zenginler Kulübü” kurdu, bozdu, canının istediği gibi oynadı..
Aynı Zenginler Kulübü, canı her istediğinde ekonomik bir kriz çıkarıp vatandaşı ezdirdi, ülkeyi 70 cente muhtaç hale getirdi..
Bankaları 370 milyar dolar hortumladılar, milyonlarca kişinin eğitim hakkını çaldılar..
Aynı Zenginler Kulübü, şimdi bunları yapamadıkları için “6’LI ZİRVE” ile yine eski sistem gelsin- Erdoğan iktidarı gitsin diye proje geliştiriyor, bunu da “süslü sözler”le vatandaşa hoş göstermeye çalışıyor, ..
…
Daha ötesi de var..
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” adı altında ortaya koyduklarına dikkatli bakın..
52 sayfalık mutabakat metninde vaad edilenlerin önemli bir kısmı “Anayasa’da olan” hükümler..
Altılı ittifak sadece bunların bazılarında “bazı iyileştirme”ler öneriyor, o kadar..
Parlamenter sistem, “Cumhurbaşkanı” seçtirememişti..
6 siyasi partinin imzaladığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakatında ise, “Cumhurbaşkanı’nın 7 yıllık süre ile sadece bir defa seçileceği” belirtiliyor..
Ama nasıl seçileceği konusu muallakta bırakılıyor..
Eğer, halkın seçmesine devam edilirse, 6 siyasi partinin de oyundan fazla oy alan Cumhurbaşkanı “sembolik” bir duruma getiriliyor..
Yani, HALKIN İRADESİ bir anlamda yok sayılmış oluyor..
…
Gelin bir de gazeteci ve tarih araştırmacısı Murat Bardakçı’yı dinleyelim..
Tarihi bir ders veriyor..
Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu hazırlayan Jöntürk hareketine atıf yaparak, 6 siyasi parti liderinin yaptığı toplantı için “ÜÇÜNCÜ JÖNTÜRK KONGRESİ” diyor..
Ve şöyle devam ediyor:
“Yüz küsur sene sonra Ankara’da ‘Jöntürk Kongreleri’nin üçüncüsü’ diyebileceğimiz bir toplantı yapıldı ve 6 siyasi parti genel başkanı beş buçuk saat boyunca iktidarı değiştirmenin yollarını aradı..
Toplantı sonrasında yapılan açıklamada;
‘Liderlerin önemli bir adım attıkları’ söyleniyor, ‘işbirliğini geliştirerek sürdürecekleri’ ifade ediliyor ve ‘hep birlikte inşa edilecek güçlendirilmiş parlamenter sistemi milletimize ve gelecek nesillere adalet, barış, refah ve huzur getirmesi inancıyla hayata geçirmeyi taahhüt ettikleri’ söyleniyor..
Muhalefetin geçen yüzyılda Paris’te yaptığı kongrelerde ‘Abdülhamid gitsin de, gerisini sonra düşünürüz’ demesi gibi..
Ankara’daki bu ‘Üçüncü Kongre’ye de aynı şekilde ‘Erdoğan hele bir gitsin, gerisi Allah kerim’ zihniyeti hâkimdi..
Ve çekildiği söylenen dertlere deva namına hiçbir şey yoktu..”
…
Neyse, sanırım anlaşılmayan pek bir şey kalmadı..
Bu nedenle özetleyelim..
“Normal parlamenter sistemde’ yaşadıklarımızı ve kimlerin nasıl yaşattığını anlattım..
Murat Bardakçı’nın tespitlerini de okudunuz..
Normal parlamenter sistemde bütün bunları yapanların, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”de ne yapacaklarını varın siz hesap edin artık..
News
