DOLAR 32,1890 0.02%
EURO 34,9753 -0.09%
ALTIN 2.503,91-0,25
BITCOIN 22489281,51%
Antalya
24°

KAPALI

03:45

İMSAK'A KALAN SÜRE

AVRUPA’DA TURİSTTEN ‘YAKA SİLKEN’ ŞEHİRLER.. ‘İÇKİLERİNİZE TÜKÜRÜYORUZ’
88 okunma

AVRUPA’DA TURİSTTEN ‘YAKA SİLKEN’ ŞEHİRLER.. ‘İÇKİLERİNİZE TÜKÜRÜYORUZ’

ABONE OL
23 Aralık 2023 12:17
AVRUPA’DA TURİSTTEN ‘YAKA SİLKEN’ ŞEHİRLER.. ‘İÇKİLERİNİZE TÜKÜRÜYORUZ’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yıllardır hükümetler ve şehir otoriteleri turizmi kontrol altına almak için kruvaziyer gemilerinin düzenlenmesinden, kısa süreli kiralamaların kısıtlanmasına kadar çeşitli önlemler alıyor ancak öyle görünüyor ki yerel halk da meseleyi kendi yaklaşımıyla ele almakta. Avrupa’nın hemen hemen her popüler turistik şehrinde halk, duvar yazılarıyla, posterlerle ve tarihi binaların önünde yapılan eylemlerle tepkilerini gösteriyor.

Aşırı turizme karşı yürütülen kampanyalara ve işlerin 2023’te nasıl bir adım daha ileri gittiğine ışık tutmak için Avrupa’nın farklı noktalarına bakmakta fayda var. The Telegraph farklı ülkeler ve kentlerden gelen görüşleri derledi…

ATİNA

Aralık ayının başlarında, Atina’da kısa süreli kiralama için kullanılan binalar, resmi hükümet logosunu taşıyan uyarılarla kaplıydı. Mesaj açıktı. Tahtakurusu istilası nedeniyle daireleri derhal boşaltın, aksi takdirde 500 Euro para cezasıyla karşı karşıya kalacaksınız.

Atina’nın Eksarhia semtindeki dairelerden birinde kalan Philippa Unwin, “Yunanistan yabancıların sevildiği misafirperver bir ülkedir. Denizaşırı ziyaretçilerin bu şekilde hedef alınabileceğini hiç düşünmemiştik” ifadelerini kullanıyor. Zira bölgedeki “tahtakurusu istilası meselesi” büyük ölçüde bir dedikodudan ibaret.

" alt="">

Bölge, Yunan Askeri Cuntasına karşı düzenlenen büyük öğrenci gösterisinin 24 sivilin ölümüyle sonuçlandığı 1973’teki Atina Politeknik ayaklanmasından bu yana sayısız aktivist gruba ev sahipliği yapıyor ve aynı zamanda Yunanistan’ın ekonominin neredeyse dörtte bir oranında daralmasına neden olan on yıl süren durgunluğundan kötü etkilenen bölgelerden biri.

Söz konusu bölgenin sakinlerinden biri olan 25 yaşındaki genç, “Biz kayıp nesiliz; çalışmak istiyorsak ülkeyi terk etmek zorundayız. Eğer kalırsak yoksullukla ve hatta evsizlikle karşı karşıya kalacağız” ifadelerini kullanmakta.

Kısa süreli kiralamalar Atina’da ve Yunanistan’ın bazı popüler adalarında fiyatları artırırken, bu durum Airbnb’lere karşı artan öfkeyi de ortaya çıkardı. Bu öfke, Eksarhia ve çevre mahallelerdeki Airbnb karşıtı grafitilerle kaplı duvarlarda da görülüyor:

Sevgili turist, Airbnb’nizin tadını çıkarın. İmza: Geleceğin evsiz bir Atinalısı.

Hatta 2021’de “Exarcheia Tourism #airbnburn” adlı aktivist bir X hesabı, bir Airbnb dairesine düzenlenen saldırı videosunu yayınlayacaktı. Misilleme korkusuyla adını vermek istemeyen bir mülk sahibi, The Telegraph’a “Airbnb’leri düzenleyen daha iyi yasalar olsaydı insanların bu kadar sinirleneceğini sanmıyorum” ifadelerini kullanıyor ve ekliyor:

“Yunanlar genel olarak barışçıl insanlardır ve anarşistlerin bile turistlere karşı bir şeyleri olduğunu düşünmüyorum ancak Airbnb kira ödemeye gücü yetmeyen yerel halkı dışlıyor ve bunu durdurmak için çok az şey yapıldı hatta neredeyse hiçbir şey yapılmadı.”

BARCELONA

2023’te Barcelona’yı dolduran rekor sayıda turist, tavan yapan kira fiyatları ve toplu taşıma için giderek uzayan kuyruklar göz önüne alındığında, hiç kimse Barcelona sakinlerini hüsrana uğramakla suçlayamaz. Belediye ortada bir sorun olduğunu kabul ediyor ve çeşitli önlemler de alıyor: Gecelik turizm vergisi artırıldı; tur gruplarına sayı sınırlaması getirildi; merkezdeki otel inşaatları donduruldu ve dairelerini Airbnb’de kiralamak isteyenlere yönelik düzenlemeler sıkılaştırıldı. Ancak mücadelenin en belirgin olduğu yer sokaklar.

“Turist evine git!” Ciutat Vella’nın her yerindeki grafitiler bu tarz sloganlarla dolu. Veya “Senin lüks seyahatin, benim günlük sefaletim” şeklindeki sloganlar… Ya da anaraşistlerin ağırlıklı olduğu ünlü Gràcia mahallesinde “İçkilerinize tükürüyoruz. Şerefe!” ve “Turistler evine, hoş geldiniz yankesiciler” gibi mesajlar ziyaretçileri karşılıyor.

Barcelona’nın muhtelif yerlerinde turistlere yönelik uyarılara rastlamak mümkün.

Bazı Barcelona sakinleri ise ekonomik olan kentin turizme olan ihtiyacının farkında ve bu tutumu ikiyüzlülük olarak görüyor. Yanıt niteliğindeki bir tabelada şu mesaj yer almakta:

“Bunları yazanlar New York’a, Berlin’e, Londra’ya, Lizbon’a, Tanca’ya, İstanbul’a gittiler… Ama bu mahalleye kimsenin gelmesini istemiyorlar. İkiyüzlülük elitizme karşı mücadelenin en kötü yoludur.”

HIRVATİSTAN

Split’te, Diocletianus Sarayı’nın Roma surları içindeki taş döşeli sokakları keşfederken ziyaretçiler, yasaklayıcı yol işaretlerine benzeyen, antisosyal davranışların cezalandırılacağına dair uyarı veren büyük kırmızı-beyaz uyarıları gördüklerinde şaşırabilirler.

Mesajlarını tüm milletlerden ve okuma yazma bilmeyenler için erişilebilir kılmak için (oldukça eğlenceli) resimler kullanarak, aşağıdakilerin yapılması halinde 300 Euro ceza ödeyeceğiniz konusunda uyarıyorlar:

Kamusal alanlarda idrar yapmak veya dışkılamak; anıtlara tırmanmak; çeşmelere atlamak; parklarda, meydanlarda veya diğer halka açık alanlarda uyumak. Kamuya açık alanlarda kusmak ise daha ucuz! Sadece 150 Euro!

Split Belediye Meclisi, 2023 yazında gürültüde yaşanan ciddi artışın ardından harekete geçmeleri gerektiğini fark ettiler. Suçlular çoğunlukla barlarda gezinen, onlu yaşlarının sonlarında ve 20’li yaşların başındaki İngilizler ve Avustralyalılardan oluşan gürültücü gruplardı. Yerel halk, Unesco listesinde yer alan eski kentte gece geç saatlerde oluşan gürültü, çöp ve pis koku nedeniyle perişan olmaya başlamıştı. Şehir ayrıca akşam 22:00’den sabah 4’e kadar sokaklarda devriye gezmek için özel bir güvenlik şirketi olan Pit Bull’u görevlendirdi.

Turist akınına uğrayan Split’te ziyaretçileri antisosyal davranışların cezalandırılacağı yönünde tabelalar karşılıyor.

Gerçekte yerel halkı rahatsız eden, turistlerden çok turizmin insanların yaşam biçimini değiştirme şekli. Split’in eski şehir merkezi kışın neredeyse boşalıyor zira şehrin sakinleri banliyölere taşındı, evler tatil evlerine dönüştürüldü, kamusal alanlar aşındırıldı ve çok sevilen ağaçların bir kısmı kesildi…

Ağustos ayında, Split’teki Salon Galić, Maja Rožman’ın resimlerinden oluşan bir sergi olan Yaz Albümü’nü sahneledi; Şişirilebilir pembe flamingolar, plastik parmak arası terlikler ve gösterişli kokteyller, günümüzün yazı “Instagramlaştırmasına” vurgu yapıyor.

Sanatçıların ve müzisyenlerin ironi ve mizah kullanarak turizme karşı bu direnişi yeni bir şey değil. Yıllar önce örneğin Franci Blašković (Istrian grubu Gori Ussi Winnetou’nun solisti), Turizmle Mücadele Birliği’ni kurmuştu. Bunun gibi sayısız örnek bulunmakta.

VENEDİK

“Turistler evine!” ya da “Venedik Disneyland değil!” Bu masalsı şehre ilk ve büyüleyici ziyaretlerinde turistler şehrin dört bir tarafında bu ve benzeri pankartları görmeye şaşırabilirler. Ama asıl şaşırtıcı ya da daha doğrusu bir uyanışa sebep olabilecek şey, basit bir mekanda kahve içmeye ya da bir gondol seyahatine ne kadar ödeyeceğiniz olabilir.

Venedikliler, şehirdeki normal yaşamı kabusa çeviren aşırı turizme karşı çıkmak ile aynı turistlerden elde edilen gelirin şehri ayakta tuttuğunu bilmek arasında ince bir çizgide yürüyor. Turist karşıtı söylemlerin yanı sıra, vatandaşların büyük rezervasyon platformları aracılığıyla konaklama kiralaması da hedefleniyor ve bu da yerel halkın uygun fiyatlı konut bulmasını neredeyse imkansız hale getiriyor.

Bununla birlikte Venedik’te muhtemelen açık bir düşmanlık değil bir kayıtsızlık göreceksiniz. Kentte yaşayanlar ya da kenti sık ziyaret edenler yerel halka hitap eden mekanlar ile turist mekanları arasında devasa farklılıklar olduğunu dile getirmekte.

Venedikliler anlaşılır bir şekilde bazı sırlarını korumaya, rahat nefes alabilecekleri küçük köşeler oluşturmaya ve şehrin kaosundan uzakta uygun fiyatlı bir şeyler içmeye istekliler.

Venediklileri öfkelendiren ise kruvaziyer gemileri. On yıllardır süren bu nefretin altında bu gemilerin yolcularının limana yanaştıklarında adeta şehri istila etmeleri yer almakta.

AMSTERDAM

Amsterdam’da yerel yönetim turistlere karşı düşmanca tutumuyla tanınıyor ve şehrin sakinleri genellikle hoşgörülü bir grup olsa da, ziyaretçi sayısından bıkmış olanların sayısı her geçen gün artıyor. Turistlere karşı yerel örgütlü hareketin bir örneği olarak “Stop de Gekte” (Çılgınlığı Durdurun) gösterilebilir. Bu, öncelikle Amsterdam’ın merkezindeki De Wallen’de faaliyet gösteren bir STK.

Hafta sonları ekibin üyeleri en çok ziyaret edilen noktalarda bir “bölge muhafızı” görevlendiriyor. Bu görevli, bölgede devriye geziyor. Kaosa doğrudan karışmıyor bunun yerine “kötü davranışları” belgeliyor.

Bu, video veya fotoğrafların viral hale gelmesine, dolayısıyla basında geniş yer almasına ve hükümet üzerinde değişiklik yönünde kamuoyu baskısı oluşmasına yol açıyor. Uyuşturucu ve fuhuş ile mücadele de şehrin en önemli gündem maddeleri arasında yer almakta. Hem halk hem de bu tarz kuruluşlar, bu kavramlardan söz konusu Amsterdam olunca “turistik bir cazibe unsuru” gibi bahsedilmesinden de rahatsız. / THE TELEGRAPH

En az 10 karakter gerekli