DOLAR 32,9979 0.04%
EURO 35,8684 0%
ALTIN 2.531,660,97
BITCOIN 22163733,63%
Antalya
32°

AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

ARKADAŞLARININ ALAY ETTİĞİ İŞE BAŞLADI.. 4 SAATTE 5 BİN LİRA KAZANDI

ARKADAŞLARININ ALAY ETTİĞİ İŞE BAŞLADI.. 4 SAATTE 5 BİN LİRA KAZANDI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Antalya’nın  Gazipaşa ilçesinde yaşayan ve geçimini hayvancılıkla sürdüren Halit Kaya, geçtiğimiz yıllarda orman sahalarına girerek mantar toplamaya başladı. Topladığı mantarların kilogramını 100 TL’den satan Kaya, bu yöntemle günde 3 ile 5 bin lira arasında bir kazanç sağlarken, aylık ise 120 bin liradan fazla kazanç sağlayarak ev ekonomisine katkı sunuyor.

Antalya’nın  Gazipaşa ilçesinde tarım ve hayvancılıkla geçimini sürdüren Halit Kaya, orman sahalarında yetişen mantarları toplayıp satarak ev ekonomisine katkı sağlıyor. Topladığı mantarların kilosunu 100 TL’den satan Kaya, günlük 3 bin TL ile 5 bin TL arasında kazanç elde ediyor.

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde, orman köylüsünün sezonluk geçim kaynaklarından olan mantar sezonunda Gazipaşa’da kızılca mantarı olarak bilinen ve bölgeden bölgeye ismi; kanlıca, kızılca, çıntar ve kızıl mantar olarak bilinen mantar çeşidi, köylülere ve yöre halkına ekonomik katkı sağlıyor. İlçeye bağlı Göçük Mahallesi’nde yaşayan Halit Kaya isimli vatandaş, orman sahalarında yetişen mantarları toplayıp satarak ev ekonomisine katkı sağlıyor.

GÜNDE 3 BİN İLE 5 BİN LİRA ARASINDA PARA KAZANIYOR

Halit Kaya, günlük 4 saatlik çalışmayla 3.000- 5.000 bin arasında kazanç sağlıyor. Kaya’nın aylık kazancı ise 90 bin lirayı geçmiş durumda. Mantar sezonunda sabah saatlerinden öğle saatlerine kadar ormanda mantar arayan Kaya, “Günlük 30-50 kilo mantar topluyorum. Bölgemizde kızılca mantarı olarak bilinen bu mantarları, müşterilerimize ve köy halkına kilosunu 100 TL’den satıyorum. Günlük 4-5 saat çalışmayla 3 bin TL ile 5 bin TL arasında para kazanıyorum” dedi.

Yetişen mantarları toplayıp satarak ev ekonomisine katkı sağlayan Kaya orman sahalarında çalışıyor.

Gazipaşa’da kızılca mantarı olarak bilinen mantara halk yoğun ilgi gösteriyor. Kanlıca mantarı olarak bilinen mantar çeşidi, yöre halkına gelir sağlıyor.

Tarım ve hayvancılıkla yaşamını sürdüren Kaya’nın gelir kaynağı ise bambaşka bir besine dayanıyor.

GÜNDE 30 KİLO MANTAR TOPLUYOR

Halk arasında ‘kanlıca mantarı’ olarak bilinen mantarları toplayarak yüksek gelirler elde eden Kaya, başlangıçta bu işi yalnızca ev ekonomisine katkı sağlamak amacıyla yapıyordu.

Orman sahalarında çalışan vatandaş,  Gazipaşa’da kanlıca mantarı olarak bilinen mantar çeşidi ile yöre halkı arasında popüler hale geldi. Halkın yoğun derecede ilgi gösterdiği mantar türü, ormanlarda bol miktarda bulunuyor.

Günlük 30-50 kilo mantar topladığını belirten Kaya, kilosunu 100 TL’den sattığını söyledi. /GERÇEKGÜNDEM

Devamını Oku

YEŞİLBAYIR.. ANTALYA’NIN ‘SAKİN MAHALLESİ’ OLACAK

YEŞİLBAYIR.. ANTALYA’NIN ‘SAKİN MAHALLESİ’ OLACAK
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Antalya’nın Cittaslow (sakin şehirler) ağına katılmasıyla birlikte çalışmalarına hız veren Antalya Büyükşehir Belediyesi, Döşemealtı ilçesinin Yeşilbayır Mahallesi’ni ‘Sakin Mahalle’ programında pilot mahalle olarak seçti.

haberimizvar.net- Hem marka bir şehir olma yolunda hem de metropol belediyeciliği alanında ülkemizdeki ve dünyadaki diğer şehirlere öncülük etme hedefiyle hareket eden Antalya Büyükşehir Belediyesi, Cittaslow (Sakin Şehirler) Ağı’na dahil olmuştu.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Cittaslow Olağanüstü Türkiye Genel Kurul Toplantısı’nda Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek’in Cittaslow Türkiye Koordinatörü ve Başkan Danışmanı Lokman Atasoy da Cittaslow Türkiye Teknik Koordinatörü seçilmişti. Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Cittaslow (Sakin Şehirler) Ağı koordinasyonuyla yürütülen Cittaslow Metropol Projesi kapsamında, Döşemealtı İlçesi Yeşilbayır Mahallesi, Sakin Mahalle (Slow Neighborhood) programı için pilot mahalle olarak belirlenmişti.

YOL HARİTASI VE GÖREV DAĞILIMI

Büyükşehir Belediyesi Yeşilbayır Mahallesi’nde yapılacak olan faaliyetleri planlamak ve yürütmek üzere bir toplantı düzenledi. Toplantıya Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer, Başkan Danışmanı Lokman Atasoy, Dış İlişkiler Daire Başkanı Dr. Zeynep Tuğçe Çiftçibaşı Güç ve ilgili daire başkanlıklarında görevli personel katıldı. Toplantıda Cittaslow Metropol Projesi hakkında bilgi verildi. Yeşilbayır Mahallesi’nde planlanan faaliyetlerin yol haritası belirlendi ve görev dağılımı yapıldı.

YEŞİLBAYIR PİLOT MAHALLE OLACAK

Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek’in Cittaslow Türkiye Koordinatörü seçildiğini hatırlatan Genel Sekreter Cansel Tuncer, “Başkanımız Muhittin Böcek oybirliğiyle seçilerek önemli bir başarıya imza attı. Büyükşehir Belediyesi olarak sorumluluğumuz daha da büyüdü. Uluslararası Cittaslow Komitesine bir söz verdik, Yeşilbayır dosyamızı kriterlere uygun şekilde en kısa sürede tamamlayacağız. Uluslararası komitenin değerlendirmesinden sonra Cittaslow Metropol üyesi olacağız.

Sakin Mahalle programını hayata geçirmemiz için hepimizin büyük çabası ve emeği olacak. Ayrıca Ekim ayında İtalya’nın başkenti Roma’da gerçekleştirilecek Cittaslow Uluslararası Koordinatörler Toplantısı’nda, Muhittin Böcek Başkanımız Uluslararası düzeyde Başkan Yardımcılığı görevine önerilecek” diye konuştu.

HAZIRLIK DOSYASINI KISA SÜREDE TAMAMLAYACAĞIZ

Cittaslow ağının Antalya ve Türkiye’nin tanıtımının yanı sıra çevresel, yerel ve kültürel değerlerin korunmasına önemli katkılar sunan bir proje olduğuna dikkat çeken Lokman Atasoy ise, “Başkanımız Muhittin Böcek’in 27 sakin şehrin belediye başkanları tarafından oy birliği ile Türkiye koordinatörü olarak seçilmesi ülkemiz için çok önemli bir aşama. Başkanımız bundan sonraki süreçte uluslararası arenada da ülkemizi temsil edecek ve söz sahibi olacak. Daha yeni başlıyoruz.

Önümüzde hazırlamamız gereken Sakin Mahalle dosyası var. İbradı ve Demre ilçelerimizin başvuru süreçleri var. Ülkemizdeki tüm sakin şehirlerin beklentilerini karşılamak ve programı iyi bir noktaya ulaştırma hedefimiz var” dedi.

Devamını Oku

EMİR BATUR OLİMPİYATLARDA

EMİR BATUR OLİMPİYATLARDA
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarında 32 branşta madalya mücadelesi verecek olan 10.500 sporcu arasında Antalyaspor yüzme takımından yetişerek rekortmen ve milli yüzücü olan Emir Batur Albayrak da yer alıyor.

Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan oyunlarda Türkiye’yi temsil edecek “Team Türkiye” kafilesinde yer alan Albayrak, sezon içeresinde düzenlenen baraj yarışlarında başarılı sonuçlar elde ederek Paris’te yarışacak102 milli sporcumuz arasına girmeyi başaran isim oldu.

Ay yıldızlı kafilemizin “Aynı Ruhla Yeniden” sloganı ile katıldığı olimpiyatlarda yüzme branşında aralarında Emir Batur’un da olduğu 8 yüzücümüz bulunurken; Antalyaspor yüzme takımı baş antrenörü Turgay Demircioğlu da olimpiyatlarda görev alan milli takım antrenörleri arasında yer alarak ayrı bir gururu yaşıyor.

Olimpiyat kafilemizde Antalya’yı temsil eden tek sporcu olma özelliğini taşıyan Albayrak, Erkekler 1500 metre Serbest ve 10 kilometrelik zorlu Açık Su yarışlarında performans sergileyerek olimpiyat tarihine adını yazdırmak için son hazırlıklarını tamamlıyor.

Devamını Oku

KEPEZ HORTUM FELAKETİNİN YARALARINI SARIYOR

KEPEZ HORTUM FELAKETİNİN YARALARINI SARIYOR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kepez Belediyesi, Duraliler Mahallesi’nde dün meydana gelen hortum felaketinde oluşan olumsuzluklara anında müdahale etti. Dün akşamdan itibaren sahada olan belediye ekipleri, afetin neden olduğu olumsuzlukları gidermeye başladı.

Kepez ilçesi Duraliler Mahallesi’nde, dün akşam saatlerinde şiddetli yağış ve fırtına sonrası meydana gelen hortum felaketinde maddi hasar oluştu. Can kaybının yaşanmadığı ve yaralananın olmadığı afette Duraliler Camii’nin minaresi yıkıldı. Yıkılan minare, traktör ile boş bir binada maddi hasara neden oldu. Hortumun köklerinden söktüğü ağaçların devrilmesi sonucu ise bazı evlerin çatıları hasar gördü. Afetten bölgedeki seralar ile elektrik iletim hatları da etkilendi.

KEPEZ BELEDİYESİ ANINDA MÜDAHALE ETTİ

Afetin neden olduğu olumsuzları gidermek ve vatandaşlara destek olmak için Kepez Belediyesi ekipleri felaketin yaşandığı andan itibaren sahada yerini aldı. Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, hortum felaketinin yaralarının sarılması için Fen İşleri, Park ve Bahçeler ile Temizlik İşleri Müdürlüğü ekiplerini bölgeye görevlendirdi. Belediye ekipleri, yollara devrilen ağaçları kaldırırken, minarenin yıkıldığı bölgede ve ağaçların zarar verdiği konutlarda oluşan maddi hasarları gidermeye yönelik çalışmalar yaptı. Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri ise, evlerin çatısına devrilen ağaçları keserek kaldırmaya başladı.

Devamını Oku

ÜNLÜ SALDA GÖLÜ KARARIYOR.. ‘KAPALI HAVZA GÖL ÇABUK KİRLENİR’

ÜNLÜ SALDA GÖLÜ KARARIYOR.. ‘KAPALI HAVZA GÖL ÇABUK KİRLENİR’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, Salda Gölü’nde beyaz adacıklar ve kumulları oluşturan hidromanyezit oluşumların gölde en çok oluştuğu kesimlerde su çekilmeleri yaşandığını açıkladı.

Dr. Kesici, “Hidromanyezit oluşumlarının düzensiz ve gerçekleşemez olması ve bunun sonucunda beyaz adacıkların oluşamaması, kararması belirlenmiştir” dedi.

TTKD Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, beyaz kumulları ve turkuaz rengiyle göze çarpan Salda Gölü’nde inceleme yaptı. Dr. Erol Kesici, Salda Gölü’ndeki insan baskısının kuruma, beyaz kayalıkların oluşumunda azalma ve kirliliğe neden olduğunu söyledi. Milyonlarca yıllık geçmişi ve oluşumuyla Salda Gölü’nün bir dünya mirası olduğunu belirten Dr. Kesici, “Dünyanın aşırı kullanımı ve doğasının korunamaması nedeniyle, ‘Başka gezegenlerde yaşam var mı’ diye milyarlarca dolar harcanıyor. Dünya dışında ona yakın ve yaşam olasılığı olabileceği düşünülen tek gezegen Mars. Mars’ın toprağı, Salda Gölü’ndeki hidromanyezitli kayaç yapıların özelliğini taşıyor. Bu kayaç yapılar biyomineralizasyon (beyaz topraklar) sonucu Salda Gölü’nde oluşmakta. Salda Gölü’ndeki oluşum, Mars gezegenindeki yaşanabilirlik olasılığı ve araştırmalar için çok değerli” diye konuştu.

‘DEĞERİ BİLİNMİYOR’

Salda Gölü’nün kara, tatlı su, kıyı ve deniz ekosistemleri ile bitki ve hayvan topluluklarının, evrim ile gelişimindeki devam eden önemli ekolojik ve biyolojik süreçleri temsil eden, istisnai örnekleri taşıyan önemli bir değer olduğunu dile getiren Dr. Kesici, sadece burada yaşayan endemik bitki ve hayvan türleriyle, yaşamın sırrı için çok önemli hazine olan gen kaynakları bulundurduğunu da kaydetti. Dr. Kesici, bilim açısından istisnai evrensel değere sahip ve bütün insanlığın ortak mirası olan Salda Gölü’nde son yıllarda yaşananlara bakıldığında, gölün değerinin bilinmediğini söyledi.

KAPALI HAVZA GÖL ÇABUK KİRLENİR

Salda’nın kapalı havza bir göl olduğunu ifade eden Dr. Erol Kesici, “Kapalı havza göller, ona bulaşacak her türlü kirliliği suyunda depo eder ve dışarıya atamaz. Kendi kendini temizleyemez. O nedenle çok hassas ve kırılgandır, çabuk kirlenir, içerisinde bulunan az sayıdaki canlı türleri korunamazsa kokar, beyaz tortul yapıları, turkuaz renkli suyu solar. Kirlilik ve kuraklık bulaşıcıdır. Salda Gölü gibi 180 metre derinlikteki bir gölden ve hassas ekosisteme sahip bu tür korunur alanlardan, kirliliği ve bakterileşmeyi uzaklaştırmak adeta imkansızdır. Gölü besleyen derelerin önüne baraj, gölet yapılması, çevresinde oluşan kuraklık, su akışının engellenmesinden göl her bakımdan aşırı oranda etkilenmiş durumdadır” dedi.

HASSAS KESİMLERDE KARARMA

Salda Gölü’nün varlığının kıyısıyla çevresindeki ormanlara, kuşundan kurduna, otsulardan makilere, göle ulaşan derelerden yer altı suları ve dağlarıyla bir bütün olduğunu anlatan Dr. Kesici, “Onlar korunursa Salda Gölü de korunmuş olur. Göl çevresinde bu bileşenler birer birer hızla azalmakta. Yol yapımı, kıyı işgalleri, alışveriş, artan araç trafiği, egzoz gazı, piknik ve çevresindeki köylerdeki hareketlilik, altyapı yetersizlikleri, gölün bakir alanlarına, suyuna ulaşmaya imkan tanıyan yol vb. yapılanmalar artmakta ve kontrol altına alınamamaktadır. Salda Gölü’nün neredeyse her noktasına insanlar kolaylıkla ulaşabilmekte, olumsuz (karartma- kirletme) izlerini bırakmaktadır. Göl çevresinde bu kirli kullanımın yanı sıra havzada kuraklıkla birlikte ne yazık ki artan, yine kontrol altına alınamayan yasal ve yasal olmayan sondaj kuyularındaki aşırı artış, gölün yıllardır belirtiğimiz hassas kıyı kesimlerinde kararmalara, kararan kesimlerde büyük çatlakların, çukurların oluşmasına neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.

‘NEDEN AYAĞINIZ ELİNİZ DEĞMESİN DEDİK’

Salda Gölü çevresinde magnezyum kaynaklar yani hidromanyezit oluşumların gölde en çok oluştuğu kesimlerde su çekilmeleri sonucu sorunlar başladığını belirten Dr. Erol Kesici, “Hidromanyezit oluşumların düzensiz ve gerçekleşemez olması ve bunun sonucunda stromatolit (katmanlı kümeler) dediğimiz beyaz adacıkların oluşamaması, kararması belirlenmiştir. Kıyı bölgesinde belirlediğimiz en ilginç stromatolit oluşum, gölün içine sürüklenen büyük bir dal parçasının üzerine tutunan hidromanyezit kümeleri. Pamukkale’deki tortul yapılar gibi. Onun için yıllardır ‘Salda Gölü kıyılarına ayaklarınızla, ayakkabınızla basmayın, oradaki beyaz tortullar canlı özelliğinde, basarsanız gelişmelerini, çoğalmalarını engellersiniz, öldürürsünüz onları’ diye uyardık. Bu ağaç dalı, insanlara bir kez daha seslenmekte. ‘Gölün kıyıları, kıyı kesim sularına ayağınız, eliniz dokunursa benim üzerime tutundukları gibi kıyıya tutunamazlar, tüm kıyılar bu beyazlıktan yoksun kalır’ mesajı veriyor. Bugün Salda Gölü’ne basılan insan ayaklarının, ellerinin, atıklarının, salyalarının, terlerinin, döküntülerinin, atlı polislerin atlarının temas ettiği kıyı kesimleri kararmış durumda. Göl suyu kıyı kesiminde bakterileşme faaliyetleri artarak, peltemsi bir hal almaktadır” dedi.

BİLİM DIŞI İNSAN BASKISI

İnsanın daha önce ayağının basmadığı kıyı kesimlerinde ve su içerisinde hidromanyezit oluşumların kütleler halinde belirgin şekilde görüldüğünü dile getiren Dr. Kesici, “Gölün berraklığı ve eşsiz turkuaz rengi en iyi şekliyle görülmektedir. Üzücü olan, Salda Gölü gibi dünya mirası olan hassas alana, yıllar önce patika şeklindeki dağ kıyı kesiminde yapılan ve son günlerde de asfaltlamayla cazip hale getirilen yolda araç-insan trafiği giderek arttı. Bu alanlarda insanların piknik yaptıkları, kıyıları plaj olarak kullandıkları belirlendi. Salda Gölü’nün korunması için çıkarılan çok sayıda yasa ve yönetmeliklere rağmen kullanım amacı giderek artırılarak cazibe merkezi haline getirilip, bilim dışı insan baskısına maruz kalmaktadır” diye konuştu.

SALDA’YA VÜCUDUMUZ DEĞİL, GÖZÜMÜZ DEĞSİN

İnsan ve araç trafiği, sondaj kuyularının artışı, tarım ve turizmin kontrolsüz baskısı ile çevresindeki ekosistem kayıpları arttıkça Salda Gölü’nün doğal direncinin hızla azaldığına vurgu yapan Dr. Erol Kesici, şu uyarılarda bulundu:

“Salda Gölü’nü cazibe merkezi haline getirmek amaçlı yapılanlara son vermezsek çok yakın zamanda kaybedeceğiz. Kimse sonra bunun nedeni küresel ısınma, iklim krizi, kuraklık demesin. Bunun nedeni, altına bir an önce sahip olmak için altın yumurtlayan tavuğu kesen insandır. Salda dünyanın bilim, seyir cazibe merkezi, müzesi olarak kalmalıdır. Bu anlamda cazibesi değer kazanır. Yoksa para değil, Salda Gölü her şeydir. Korumak, bilim merkezi, dünya mirası olarak geleceğe taşımak insanın elinde. Salda’ya ayağımız, aracımız, elimiz, vücudumuz değmesin, gözümüz değsin. Salda’yı uzaktan sevmek, gelecek kuşaklarımızın da sevmesi için çok önemli ve değerlidir.” /HABERTÜRK

Devamını Oku